Öğrenme ve öğretme birbiriyle ilişkili kavramlardır. Öğrenme öğretmenin ön koşuludur; çünkü öğretme eyleminin gerçekleşmesi için gerçek bir öğrenmenin olması çok önemlidir. Öğretmen açısından bakıldığında öğretmenin olması için öğrenmenin gerçekleşmesi şarttır. Dolayısıyla söz konusu yabancı dili öğrenemeyen aday öğretme konusunda da başarı gösterememektedir. Öğretme sürecinde bilişsel faktörler ve süreçler olduğu gibi duygusal faktörler de vardır. Bunlardan biri de yabancı dil öğretme kaygısıdır. Yabancı dil öğretme kaygısı yabancı dilde yeterli olmayan veya kendini yeterli hissetmeyen öğretmen adaylarının veya öğretmenlerin öğretim sürecinde duyduğu korku duygusudur. Yabancı dil öğretim sürecinde öğretme eyleminin niteliğinden kaynaklanan etkenler, öğrencilerin sadece söz konusu dil edinimini ve dili öğrenmelerini engellememekte, aynı zamanda kendilerinin de gelecekte öğretme eylemini gerçekleştirmede sorun yaşamalarına neden olmaktadır. Bu durum ise öğrencilerin dil öğretimine karşı olan tutumlarının da olumsuz yönde gelişmesine yol açarak söz konusu dili öğretme kaygısı yaşamalarına sebep olmaktadır. Yabancı dil öğretmen adaylarında hem öğretmenlik mesleğinin verdiği zorluk hem de alan bilgisinin eksik olması öğretme kaygısının oluşmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmada Almanca öğretmen adaylarının Almanca öğretme kaygıları araştırılacaktır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden betimsel analiz kullanılmıştır. Araştırma 2016-2017 eğitim öğretim yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Almanca Öğretmenliği lisans programı 4. sınıf öğrencileriyle yürütülmüştür. Çalışmanın sonunda öğretmen adaylarının öğretme kaygısını en aza indirmek ve buna paralel olarak mesleki doyumun sağlanması için öneriler sunulmuştur.
Learning and teaching are two concepts that are related to each other. Learning is the prior condition of teaching; because it is very important to have a real learning action in order to provide teaching. It is necessary to provide learning from a teacher’s aspect. Thus, the candidate who can’t learn the language in question can’t be successful in teaching as well. There are cognitive factors and the process in teaching, as well as emotional factors. One of these are the apprehension for teaching a foreign language. The apprehension for teaching a foreign language is the state of fear of teachers or candidate teachers who are not or don’t feel good enough in foreign languages. In the process of teaching a foreign language, the factors that are caused by the quality of teaching action not only hinder the students to learn the language and acquisitions of the language, but also cause a lack of teaching correspondingly the lack of learning. This situation causes the students to have a negative affection on learning a language, and end up having an apprehension for it. Foreign language teacher candidates, therefore, have an apprehension for teaching because of both the difficulty of being a teacher, and the lack of information. In this context, the apprehensions of German teacher candidates for teaching German language is investigated. In this survey, descriptive analysis of qualitative research techniques is put to use. The research is conducted by Muğla Sıtkı Koçman University and Çukurova University, Faculity of Education, Foreign Languages Education department, German teaching undergraduate program, fourth-grade students in 2016-2017 academic year. In the end of the survey, the suggestions for minimizing the candidates’ apprehension for teaching and providing vocational satiety are presented.