Bu çalışmada, genel bir perspektiften hareketle, yapay zekânın bilgiye erişim, gerçeklik algısı ve etik sorumluluk alanlarında yarattığı dönüşüm vurgulanmaktadır. Yapay zekânın yalnızca bilgi sunan bir araç olmaktan çıkarak, doğru-yanlış ve gerçek-sahte ayrımlarını bulanıklaştırdığı üzerinde durulmaktadır. Zekânın ne olduğuna dair değerlendirmeler, insan zihninin bütünselliği içinde ele alınmaktadır. Bununla birlikte, yapay zekânın insan zihnine olan benzerliği oldukça tartışmalı bir konu olarak öne çıkmaktadır. Yapay zekânın insan zihni gibi çalışmaya yaklaştıkça insanlığı ilerleteceğini savunan görüşler bulunurken, bu gelişimin insanlığın geleceğini tehdit edebileceğini ileri süren karşıt düşünceler de mevcuttur. Çalışmada, yapay zekânın gerçekten ‘zekâ’ olup olmadığından ziyade, insan ile kurduğu ilişkinin karanlık yönleri tartışılmaktadır. Çünkü zaman içinde bu tür teknolojilerin hem beklenen hem de öngörülemeyen olumsuz sonuçlar doğurabileceği görülmüştür. Deepfake ve algoritmik manipülasyon gibi uygulamalar, gerçeklik algısını zedelemekte; bu da etik ve hukuki sorumlulukları kaçınılmaz biçimde gündeme getirmektedir. İnsan, doğru bilgiye ulaşma arzusu taşırken, bu istek, doğrulanamayan ve şüpheyle örülü bilgi yığınları içinde kaybolma riski barındırmaktadır. Yazılım geliştiricilerinin öngörüleri, çoğunlukla teknik hatalara odaklanmaktadır. Ancak bazı uygulamaların, var olmayan bilgi ya da haberleri üretmesi ve gerçek dışı ses ya da görüntüleri manipüle etme imkânı sunması, bu araçlara duyulan güveni ciddi biçimde sarsmaktadır. Sonuç olarak yapay zekâ, kaçınılmaz bir şekilde, insanlık açısından hem umut hem de tehdit barındıran bir kırılma noktasına işaret etmektedir.
This study highlights the transformation brought about by artificial intelligence in the areas of access to information, perception of reality, and ethical responsibility, from a general perspective. It is emphasised that artificial intelligence has moved beyond being merely a tool for providing information, blurring the distinctions between true and false, and real and fake. Assessments of what intelligence is are addressed within the context of the wholeness of the human mind. However, the similarity of artificial intelligence to the human mind is a highly controversial topic. While some argue that artificial intelligence will advance humanity as it approaches functioning like the human mind, opposing views suggest that this development could threaten humanity's future. The study discusses the dark aspects of the relationship between artificial intelligence and humans, rather than whether it is truly “intelligent”. This is because, over time, it has been seen that such technologies can produce both expected and unforeseen negative consequences. Applications such as deepfakes and algorithmic manipulation undermine the perception of reality, inevitably raising ethical and legal responsibilities. While humans have a desire to access accurate information, this desire carries the risk of getting lost in piles of unverifiable and dubious information. Software developers' predictions mostly focus on technical errors. However, the fact that some applications can generate non-existent information or news and manipulate unrealistic sounds or images seriously undermines trust in these tools. Consequently, artificial intelligence inevitably points to a turning point that holds both hope and threat for humanity.