Bu çalışmanın amacı, Türk resim sanatında toplumsal gerçekçi eğilimin en etkin olduğu 1940-60’lı yıllarda sanayi işçileri temasının, toplumsal gerçekçi eğilimdeki batı resmine göre daha az yer tutmasının nedenlerini incelemektir. Araştırmada yazılı ve görsel kaynaklar incelenerek literatür taraması yapılmıştır. Çalışma 1940-60’lı yıllar arasında toplumsal gerçekçi akımda eser veren Türk ressamların ürettikleri eserler ile sınırlandırılmıştır. Araştırmanın sonucunda 1940-60’lı yıllar arasında toplumsal gerçekçi anlayışta eser üreten sanatçıların, Türkiye’de Sanayileşmenin devlet eli ile oluşturulması, batılı anlamda bir kapitalist sistemin uygulanamaması, batıda olduğu gibi bir proletarya ve burjuvazi sınıfının oluşumunun henüz gerçekleşmemiş olması gibi nedenlerle, genellikle eserlerinde sanayi işçileri temasını kullanmayı tercih etmedikleri görülmüştür. Arada farklı temalara yönelmeler görülse de 1940-1960 arası Türk resminde, emekçi sınıfın ve sosyal eşitsizliğin, büyük oranda köy ve köylü teması üzerinden işlendiği gözlemlenmektedir, bunun nedeninin o tarihlerde Türkiye’nin henüz bir tarım toplumu statüsünde olması olduğu düşünülebilir.
This study aims to examine why industrial workers were depicted less frequently in Turkish paintings than in Western paintings during the 1940s and 1960s, when social realism was at its most prominent in Turkish art. The study involved a literature review based on written and visual sources. It was limited to works produced by Turkish painters working in the social realist movement between 1940 and 1960. The results show that artists working in the social realist tradition generally avoided the theme of industrial workers due to factors such as state-led industrialisation in Turkey, an inability to implement a capitalist system in the Western sense, and the absence of a proletariat and bourgeoisie class, unlike in the West. While some artists did deviate from this trend, it can be observed that, between 1940 and 1960, Turkish painting largely addressed the working class and social inequality through the theme of villages and peasants. This may be attributed to the fact that Turkey was still an agricultural society at that time.