Yaşadığımız çağda dijitalliğin hayatın neredeyse her alanı kapsaması, gözetim kavramının dijitalleşmesine imkân tanımaktadır. Bu bağlamda konu dijital gözetimi açıklamada kullanılan omniptikon ve gönüllü gözetim olguları üzerine kurulmuştur. Çalışmanın amacı; modern gözetim toplumunu ve omniptikon kavramını, gönüllü gözetim olgusuyla ilişkisini açıklamaya çalışmaktır. Omniptikon; her an, her yerden ve her şeyin gözetlenebilir olduğu bir gözetim mekanizmasıdır. Panoptikon modelinin aksine, bireylerin yalnızca bir merkezi otorite tarafından değil, aynı zamanda birbirlerini de sürekli gözlemleyip değerlendirdiği bir yapıya karşılık gelmektedir. Dijitalleşme ile ortaya çıkan sosyal medya platformları, mobil uygulamalar ve gözetim teknolojileri, yeni gözetim paradigmasını destekleyen ortamları oluşturmaktadır. Gönüllü gözetim, bireylerin farkında olarak veya olmayarak kendi davranışlarını görünür kılmayı tercih ettiği bir süreci ifade etmektedir. Süreç içerisinde bireyler, genellikle sosyal kabul, itibar veya fayda sağlama gibi motivasyonlarla kişisel verilerini paylaşmaktadır. Bireyler böylece topluluklar içindeki görünürlüklerini artırmaktadır. Günümüzde sosyal medya kullanımı, bireyleri hem gözetleyen hem de gözetlenen bir konuma yerleştirmektedir. Böylece sanallık omniptikon sistemini besleyen dijital gözetimi meydana getirmektedir. Dijital gözetim ile bireysel mahremiyet, güç ilişkileri ve toplumsal kontrol gibi faktörler sorgulanır hale gelmektedir. Bireylerin kendi mahremiyetlerini ihlal ederek aktif bir katılım sergilemesi geleneksel gözetimin yerini gönüllü gözetime bırakmasına neden olmaktadır. Gönüllü olmanın itici gücü çoğunlukla algılanan sosyal normlar ve baskılarla şekillenmektedir. Bu şartlar altında bireyin gerçekten özgür bir tercih yapıp yapmadığı sorgulanan bir konu olmaktadır. Çalışmada omniptikon modeli ile gönüllü gözetimin; bireyler, topluluklar ve otoriteler arasındaki güç dinamiklerine etkisini açıklamak hedeflemektedir. Dijital çağda gözetimin de dijitalleşmesi bu eksende tartışılmaktadır.
In today’s world, the widespread digitization of life has enabled the digitalization of surveillance. This study focuses on the concepts of omnipticon and voluntary surveillance to explain digital surveillance. The aim is to analyze the modern surveillance society, the omnipticon concept, and its relationship with voluntary surveillance. Omnipticon is a surveillance mechanism where everything can be monitored at any time and from anywhere. Unlike the panopticon model, it reflects a structure where individuals are observed not only by a central authority but also by one another. Social media platforms, mobile applications, and surveillance technologies emerging with digitalization create environments that support this new paradigm. Voluntary surveillance refers to individuals choosing, consciously or not, to make their actions visible. Motivated by factors like social acceptance, reputation, or benefits, individuals share personal data, increasing their visibility within communities. Social media places individuals in roles of both observers and the observed, fostering a digital surveillance system that sustains the omnipticon. Digital surveillance raises concerns about privacy, power dynamics, and social control. Individuals’ active participation in compromising their own privacy has shifted traditional surveillance toward voluntary surveillance, driven by social norms and pressures. Whether this represents true free choice is debatable. The study examines the omnipticon and voluntary surveillance’s influence on power dynamics among individuals, communities, and authorities in the digital age. |