2000’li yılların başlarında bazı yüksek profilli şirketlerde yaşanan kurumsal başarısızlıklar, şirket finansal tablolarının doğruluğu ve güvenilirliği ile ilgili endişelere yol açmıştır. İhtiyaca ve gerçeğe uygun finansal tablo hazırlama sorumluluğu, yönetim kurulunun öngördüğü şekilde şirket yönetimine bağlı olmasına rağmen, eleştiriler büyük ölçüde finansal tabloların denetimi görevini üstlenen bağımsız (dış) denetim sürecinin kalitesi ve denetim sürecini yürüten denetçilerin bağımsızlığı üzerinde toplanmıştır. Bu eleştirilere cevaben, birçok düzenleyici kuruluş tarafından, belirli süreler geçtikten sonra denetçilerin veya denetim firmalarının zorunlu rotasyona tabi tutulması yolu ile denetçi bağımsızlığını güçlendirmek yönünde çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Zorunlu rotasyon uygulaması alanındaki çalışmalar (literatür) incelendiğinde, zorunlu rotasyon uygulamasının genel olarak denetim kalitesi üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olduğuna ilişkin çeşitli bulgulara ulaşıldığı gözlenmiştir. Olumlu görüşler rotasyon uygulaması sayesinde denetçi ile müşteri arasındaki yakınlaşmanın önlenmesi, müşteri işletme yöneticilerinin denetçiler üzerindeki baskılarını azaltması ve denetime yeni bakış açılarının kazandırılması hususlarında birleşirken; olumsuz görüşler ise maliyetleri artırması, bilgi birikimini ve uzmanlaşmayı önlemesi hususlarında birleşmektedir. Bu çalışmaların zorunlu rotasyonun denetçi bağımsızlığı üzerindeki etkilerini inceleyen bölümlerinde ve spesifik olarak denetçi bağımsızlığı ile rotasyon arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmaların büyük bir kısmında –istisnalar olmakla birlikte- zorunlu rotasyon uygulamasının, denetçi bağımsızlığını “esasta” ve “görünüşte” olmak üzere artırdığı yönünde görüş birliği vardır.
In the early 2000s, corporate failures in some high-profile businesses have raised concerns about the accuracy and reliability of the Company's financial statements. Although the responsibility for preparing the financial statements in accordance with the needs and the fair depends on the management of the company as stipulated by the board of directors, the criticisms are largely based on the quality of the independent (external) audit process which assumes the task of auditing the financial statements and the independence of the auditors conducting the audit process. In response to these criticisms, a number of regulatory bodies have undertaken efforts to strengthen auditor independence by mandatory rotation of auditors or audit firms after a certain period of time. When the studies in the field of mandatory rotation practice (literature) are examined, it is observed that compulsory rotation application has positive and negative effects on audit quality in general. While positive opinions are united in terms of preventing the rapprochement between the auditor and the customer through the application of rotation, reducing the pressure of the customer business managers on the auditors and gaining new perspectives to the audit; negative opinions are combined to increase costs, prevent knowledge and specialization. There is a consensus that in most of the studies examining the effects of mandatory rotation on auditor independence and in most of the studies examining the relationship between auditor independence and rotation, although there are exceptions, mandatory rotation improves auditor independence “independence in fact” and “independence in apperance” basis.