Yaşlı bireyin bakımını üstlenemeyen aile bireylerinin, yaşlı bireyleri bakım kurumlarına göndermesi ile de depresyon gibi ruhsal sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Yaşlılık evresinde görülen ruhsal patolojilerden birisi depresyon olup yaşlı nüfusta majör depresyon oranının %1-10 arasında olduğu bildirilmiştir. Bireyler olumsuz duygular ve durumlar ile karşılaştığında ruminasyonun depresyon üzerinde ciddi etkisi olduğu vurgulanmaktadır. Buna göre; ruminasyonun artan duygudurum bozukluklarıyla birlikte depresyon oluşumunda önemli bir etken olduğu düşünülmüştür. Suçluluk duygusu yaşlı bireylerde depresyonun bir belirtisi olarak kabul edilmektedir. Çalışmanın amacı, bakım kurumunda yaşayan yaşlılarda ruminatif düşünme, suçluluk ve depresyon arasında ilişkinin olup olmadığının saptanmasıdır.
Bu korelasyonel çalışmaya, İBB İstanbul Darülaceze Müdürlüğünde bakım gören 100 kadın ve 100 erkek yaşlı dahil edilmiştir. Basit rastlantısal yöntem ile veriler toplanmıştır. Araştırma uygulanması sürecinde hastalar ile birebir görüşmeler yapılmıştır. Veriler Sosyodemografik Veri Formu, Ruminatif Düşünme Biçimi Ölçeği, Suçluluk Ölçeği ve Geriatrik Depresyon Ölçeği ile toplanarak SPSS 22.0 paket programı ile değerlendirilmiştir.
Bu çalışmada, yaşlılarda ruminatif düşünme, depresyon düzeyleri ve suçluluk düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bakım kurumunda kalan yaşlılarda depresyonun önlenmesi ve tedavi edilmesi için düzenli psikolojik programlara ihtiyaç vardır. Cinsiyet ve depresyon düzeyi ile suçluluk duygusu bağlamında kadınların daha çok etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle bakım kurumunda kalan kadın yaşlıların depresyon anlamında daha riskli oldukları kabul edilmeli ve bu gruba daha fazla destek sağlanmalıdır. Çocuğu olan yaşlı bireylerin çocuğu olmayan yaşlı bireylere göre kesin depresyon grubunda oldukları tespit edilmiştir. Bu noktada bakım kurumunda kalan yaşlıların çocukları ile olan ilişkilerinin iyileştirilmesine yönelik hem yaşlıya hem de çocuklarına yönelik bazı müdahalelerin yapılması gerekli görünmektedir.
Mental problems such as depression may also occur when family members who cannot care forthe elderly send the elderly to care institutions. Depression is one of the mental pathologies seen in the old age stage, and the rate of major depression in the elderly population has been reported to be between 1-10%. It is emphasized that rumination has a serious effect on depression when individual sencounter negative emotions and situations. According to this; It is thought that rumination is an important factor in the development of depression along with increasing mood disorders. Guilt is considered a symptom of depression in theelderly. The aim of the study is to determine whether there is a relationship between ruminative thinking, guilt and depression in the elderly living in a nursing institution.
In this correlational study, 100 women and 100 male elderly who were cared for in IBB Istanbul Darülaceze Director at were included. Data were collected by simpler and ommethod. One-to-one interviews were conducted with the patients during there searchimplementationprocess. The data were collected with the Sociodemographic Data Form, Ruminativ eThinking Style Scale, Guilt Scale and Geriatric Depression Scale and evaluated with SPSS 22.0 package program.
Inourstudy, a significant relationship was found between ruminative thinking, depression levels and guilt levels in the elderly. Regular psychological programs are needed forthe prevention and treatment of depression in the elderly living in care institutions. It was concluded that women were affected more in terms of gender, depression level and sense of guilt. Forthisreason, it should be accepted that the elderly women staying in the nursing institution are more risky in terms of depression and this group should be provided with more support. It has been determined that elderly individuals with children are in the definite depression group compared to elderly individuals who do not have children. At this point, it seems necessary to make some interventions for both the elderly and their children in order to improve the relations of the elderly living in the care institution with their children.