Türkiye’de, daha önce yenilenmediği takdirde, Haziran 2023’te yapılacak olan TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri giderek yaklaşırken, hâlihazırda görev başındaki 12. Cumhurbaşkanı’nın seçilme sayısına, yani dönem sınırına ilişkin bir tartışma da sıkça gündeme getirilmektedir. Seçime doğru yoğunluğunu daha da artıracak gibi duran bu tartışmaların, seçmen algısını yönetmek isteyen bir manipülasyona dönüşme riskinden başka, Cumhurbaşkanı adaylık süreci hakkında son sözü söyleyecek olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üzerinde de bir baskı unsuru haline gelme tehlikesi bulunmaktadır. Daha ziyade politik arenadaki aktörler tarafından yürütülen bu manipülatif tartışmanın, hukuk zemininde ve özellikle anayasal çerçevede ele alınıp irdelenmesi zarureti öne çıkmaktadır. Zira aktörleri ve sonuçları bakımından siyasal yansımaları olsa da, çerçevesi anayasa ve kanun boyutunda düzenlenmiş olan, konuyla ilgili hükümlerin yorumlanmasının ve bu yorumlamada kullanılan yöntem ve ilkelerin ise, salt hukuk alanıyla ilgili olduğunu özellikle belirtmek gerekir. Bu makale çalışmasında, Türkiye’nin siyasal gündemini meşgul etme eğiliminde olan, görevdeki 12. Cumhurbaşkanı’nın dönem sınırıyla ilgili tartışmaların, konuya ilişkin hukuki düzenleme ve Anayasa Mahkemesi (AYM) içtihatları ekseninde analiz edilerek hukuki hükmünün ortaya konması amaçlanmaktadır.
In Türkiye, as the TBMM and Presidential elections, which will be held in June 2023, if not renewed before, are getting closer and closer, a discussion about the number of election, that is, the term limit of the 12th President currently in office, is frequently brought to the agenda. These discussions, which seem to increase their intensity towards the elections, apart from the risk that will turn into a manipulation that wants to manage the perception of the voters, there is also the danger of becoming a pressure element on the ‘Supreme Election Board’ (YSK), which will have the last word on the presidential candidacy process too. Rather, this manipulative debate, which is carried out by actors in the political arena, should be handling and analyzing on the basis of law and especially within the constitutional framework. Because, although they have political reflections in terms of actors and results, it should be noted that the interpretation of the relevant provisions, the framework of which is regulated in the dimension of the constitution and law, and the methods and principles used in this interpretation are only related to the field of law. In this article, it is aimed to reveal the legal provision by analyzing the debates about the term limit of the 12th President, which tends to occupy Turkey's political agenda, in the axis of the relevant legal regulation and the case-law of ‘The Constitutional Court’ (AYM).