İslam inancının temelini oluşturan konulardan birisi de Allah’ın sıfatlarıdır. Zira Allah’a iman etmek, Allah’ın varlığı ve birliğiyle birlikte zâtı için zorunlu olan kemal sıfatları bilmeyi, mümtenî olan noksan sıfatlardan da O’nu tenzih etmeyi gerekli kılmaktadır. Selbî (zâtî) sıfatlar Allah ile insanın aynı zeminde buluşmasını imkânsız kılma özelliğine sahipken; irâde, basar gibi sıfatlar ise farklı biçimlerde olsa da Yüce Allah ile insanın aynı adla isimlendirilmesini mümkün kılmaktadır. Bu noktadan hareketle insanlar, Allah’ı isimlendirmede yanlış anlaşılmalara meydan vermemek için referans kaynağı olarak çoğunlukla Kur’an ve hadisleri tercih etmişlerdir. Özellikle Kur’an’da kavram bazında yer almamakla birlikte fiil formatında bulunan kelimelerden türetilerek elde edilen isim ve sıfatların Allah Teâlâ’ya verilmesi noktasında İslam âlimleri arasında farklı anlayışlar ortaya çıkmıştır. İnsanı hem Allah hem de toplum nazarında değerli kılan “hayâ” kavramının Allah için kullanılıp kullanılmayacağı noktasında farklı fikirler dillendirilmiştir. Bu tartışmaların temel nedeni mümkün varlık olan insanın kendisi gibi yaratılmış olan dil ve kelimelerle zorunlu varlık olan Yüce Allah hakkında konuşması ve O’nu tanımlamaya çalışması olarak ifade edilebilir. Bu itibarla makalede “hayâ” kavramının Allah Teâlâ’ya sıfat olup olamayacağı Mâtürîdî, Zemahşerî, İbn Hazm ve Fahreddîn Râzî’nin görüşlerinden hareketle ortaya konmaya çalışılacaktır.
One of the issues that form the basis of Islamic belief is the attributes of Allah. For, believing in Allah necessitates knowing the perfect attributes that are necessary for the existence and unity of Allah, and excluding Him from the imperfect attributes that are necessary. While selbi (essential) attributes have the feature of making it impossible for God and man to meet on the same ground; Adjectives such as will and basîr, on the other hand, make it possible to name Almighty Allah and human beings with the same name, although in different forms. From this point of view, people mostly preferred the Qur'an and hadiths as reference sources in order to avoid misunderstandings in naming Allah. Especially, different understandings have emerged among Islamic scholars at the point of giving the names and adjectives obtained by deriving from the words that are in the form of verbs, although they do not take place on the basis of concept in the Qur'an. Different ideas have been expressed about whether the concept of haya, which makes man valuable both in the sight of Allah and in the eyes of society, should be used for Allah. The main reason for these discussions can be expressed as the human being, who is a possible being, talking about Allah, the necessary being, with the language and words created like him, and trying to define Him. In this respect, in this article, it will be tried to reveal whether the concept of haya can be an attribute of Allah, based on the views of Maturidi, Zamakhshari, Ibn Hazm and Fahreddîn Râzî.