Horasan ve Maveraünnehir bölgesi, tarih boyunca pek çok dinî, siyasî, felsefî ve mezhebi oluşumlara ev sahipliği yapmış olan bir bölgedir. Hiç kuşkusuz Ebü’l-Berekât Ahmed b. Mahmūd en-Nesefî (ö. 710/1310) de, Horasan ve Maveraünnehir bölgesinin yetiştirmiş olduğu önemli ilim adamlarındandır. Hanefî-Mâtürîdî kelâm geleneğine bağlı olarak benimsediği ve kabullendiği görüşleri itibariyle, kendi döneminde ortaya çıkan ve kendisinin Ehl-i Sünnet karşıtı olarak tavsif ettiği pek çok grup ve mezhebe karşı koymuştur. Ebü’l-Berekât en-Nesefî, Ehl-i Sünnet karşıtı olarak nitelendirdiği kişi ve mezheplerin görüşlerini eleştiriken veya onlara reddiyeler tanzim ederken, her seferinde İslâm’ın iki ana kaynağı olan Kur’ân ve hadisin öncelikle bağlaycılığı üzerinde yoğunlaşmıştır. III.-VII./IX.-XIII. yüzyıllar arasında Horasan Horasan ve Maveraünnehir bölgesinde faaliyet gösteren ve önemli bir kelâmî okul olan Muhammed b. Kerrâm (ö. 255/869) ve hareketi, Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin fazlasıyla dikkatini çektiği bir mezheptir. Nesefî, Kerrâmiyye’ye dönük eleştirilerini genel olarak imân kavramı ve mâhiyeti ile tevekkül konularında yoğunlaştırmıştır. Nesefî’nin, Kerrâmiyye’nin benimsediği ve savunduğu bazı teolojik görüşlerine olan eleştirilerinde kimi durumlarda haklılık payı olsa da, kimi eleştiri ve tenkitlerinde ise ilmî ve nesnel çerçeveden tamamen uzak duygusal temelli; siyasî, mezhebî ve kültürel eğilim ve kabullerle yaklaştığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple o, Kerrâmiyye’ye dönük tutumunda mevcut geleneğin aktardığı öngörü ve kabulle hareket ederek, bir anlamda insanlarda muhalif kelâmcı intibaını uyandırmıştır.
Khurāsān and Māveraunnahir region is a region that has hosted many religious, political, philosophical and sectarian formations throughout history. Undoubtedly, Abu’l-Barakāt an-Nasafī is one of the important scientists of the Khurāsān and Māveraunnahir region. He has opposed many groups and denominations that he has adopted and accepted in relation to the Hanafi-Maturidi’s Kalām tradition, which has emerged during his time and which he has adopted as an anti-Sunni. Abu’l-Barakāt an-Nasafī has focused primarily on The binding of the Qur’ān and Hadīth, which are the two main sources of Islām, while criticizing the views of the people and sects which it describes as anti-Sunnah, or making rejections to them. Between the III.-VII./IX.-XIII centuries Mohammad b. Kerrām (d. 255/869), an important Kelām School’s in Khurāsān and Māveraunnahir and its movement is a sect that Abu’l-Barakāt an-Nasafī has attracted a lot of attention. Nasafi intensified his criticism of Karramiyyāh in general with his in the subjects of faith and content of faith and tawakkul. In some cases, although Nasafī’s criticism of the theological views of Karramiyyāh has a right share, it is understood that some criticism and criticism approaches with emotional basis, political, sectarian tendencies, cultural and assumptions that are completely out of the scientific and objective framework. For this reason, he acted with the foresight and acceptance of the present tradition in his attitude towards Karramiyyāh and in a sense, he created the idea of an oppositional Kalām in humans.