20. yüzyılın başıyla birlikte İran’a gelen sinema, zaman içerisinde ülke yönetimindeki siyasal değişimlere ve Dünya sinemasındaki gelişmelere bağlı olarak etkinliğini belli dönemler altında kimi zaman aktif kimi zaman durgun bir biçimde sürdürmeye çalışmıştır. Bu nedenle İran sinema tarihini genel anlamda incelemeye aldığımızda, devrim öncesi ve devrim sonrası olarak net bir biçimde ikiye ayrıldığı görülmektedir. Devrim öncesi İran’da sinema, monarşi yönetimi altında ülkenin modernleşme politikasına hizmet ettiğinden batılı filmlere ve modernleşmeyi ön plana çıkaran ticari yerli yapımlara daha çok yer vermektedir. Zamanla muhafazakâr kesimin monarşi yönetimine ve onun ülke içerisindeki uygulamalarına çarşı çıkmasıyla bundan sinema da nasibini alır. Ve 1979 İran İslam Devrimi ile birlikte İran sineması artık modernliğin değil, İslami yaşam tarzının en etkin anlatıcısı konumuna gelir. Bu yeni sinema anlayışı, film denetimlerini ve sansürü daha sıkı ve ağır bir hale sokarken, sinemacıların da film çekmelerini oldukça güçleştirmekte ve kısıtlamaktadır. Dolayısıyla bu dönemde etkinliğini sürdürmeye devam eden İran sinemasında yönetmenler yeni anlatım dilleri geliştirirler. Neticede 1980’lerin ortaları ile birlikte İran sinemasında konu anlatımları daha çok çocuk karakterler üzerinden gerçekleştirilir. Bu noktada İranlı yönetmen Majid Majidi, filmlerinde çocuk karakterlere çokça yer veren ve onları anlatının merkezine konumlandıran önemli bir isim olarak karşımıza çıkmaktadır. Majid Majidi, filmlerinde çocuk karakterlere yer vermekle birlikte aynı zamanda onları İslami anlayış ile bütünleştirmekte ve onlar üzerinden sosyo-kültürel birçok olguyu yansıtmaktadır. Bu bağlamda ele alınan çalışmada yönetmenin “Cennetin Rengi” filmindeki çocuk karakterler incelenerek sosyo-kültürel açıdan aile, eğitim, inanç ve yaşam alanlarına bağlı birçok olgu açığa çıkartılmaya çalışılmıştır.
The cinema that came to Iran in the beginning of the 20th century, depending on the political changes in the country administration and developments in the world cinema over time, has tried to maintain its activity under certain periods, sometimes active and sometimes stagnant. Therefore, when examining the history of Iranian cinema in general, it is seen that it is clearly divided into two as pre-revolutionary and post-revolutionary. Before the revolution, Iranian cinema, due to the monarchy administration, served the country's modernization policy, giving more space to western films and commercial domestic productions that emphasized modernization. Over time, the actions and attitudes of the conservative against the monarchy rule also affect cinema. And with the Iranian Islamic Revolution of 1979, Iranian cinema has become the most effective narrator of the Islamic lifestyle, leaving the influence of modernization. This new understanding of cinema makes film inspections and censorship more stringent and heavier, making it difficult and restrictive for filmmakers to film. Therefore, Iranian directors who continue to be active in this period develop new language of expression. As a result, in the mid-1980s, narratives in Iranian cinema were mostly made through child characters. At this point, Iranian director Majid Majidi emerges as an important figure who places a lot of child characters in his films and places them at the center of the narrative. Majid Majidi, while incorporating child characters in his films, also integrates them with Islamic understanding and reflects many socio-cultural phenomena through them. In this study, the children's characters in the director's film "Color of Paradise" have been examined and many cases related to family, education, belief and living areas have been tried to be revealed.