Her çağda toplum hafızasına yer etmiş sosyal ve kültürel olguların yeni nesillere aktarılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Olayların ve olguların kayda alınması hem tarihin hem de edebiyatın ortak alanına girmektedir. Buna karşın tarihçi ve tarihi roman yazarı aynı döneme, kişilere veya olaylara farklı metotlarla yaklaşırlar. Tarihçi birtakım verilerden ve belgelerden yola çıkarak hakikati ararken sanatçının tarihi gerçekliği olduğu şekilde aktarma zorunluluğu yoktur. Bu bağlamda sanatçı, tarih kitaplarından öğrenilen resmi tarihin dışında döneme ilişkin ayrıntılar sunar. Yazarların, tarihi gerçeklikten yola çıkarak tahkiye kurmaları Avrupa’da 18. yüzyıla kadar gitmektedir. İngiliz edebiyatı öncülerinden Walter Scott’un, İskoç tarihinden etkilenerek yazdığı romanları Almanya ve Fransa gibi diğer Avrupa ülkelerine yayılmış böylece ‘tarihi roman’ türü doğmuştur. Bu gün edebiyat araştırmalarında tarihi romanın tanımı üzerine tartışmalar hala geçerlidir. Öte yandan pek çok araştırmacı ve yazar bu türün, tarihsel gerçekliği edebiyata özgü yöntem ve tekniklerle yeniden yorumladığı noktasında hem fikirdirler. Alev Alatlı da 1985’te basılan ‘Yaseminler Tüter Mi Hala?’ adlı romanıyla Eleni olarak doğan ve Naciye Arif’e dönüşen bir kadının yaşamını anlatır. Kişiler arası sosyal, kültürel ve ideolojik çatışmadan hareketle romanı kurgularken Kıbrıs olaylarına dair ipuçları sunmaktadır. Vaka zamanı 1950’lerde geçmekle birlikte roman alt okumalarda geniş bir tarihsel zemine dayanır. Bu çalışmada ‘Yaseminler Tüter mi Hala?’ adlı romanı Kıbrıs ve Eleni bağlamından hareketle tarihsel roman çerçevesinde incelemeyi amaçlamaktayız.
In every age, social and cultural phenomena, which are in the memory of society, need to be transferred to new generations. The recording of events and phenomena is a common area of both history and literature. However, historian and historical novelist approach to the same period, people or events with different methods. The historian seeks truth from some data and documents, but the artist does not have to transfer the historical reality as it is. In this context, the artist presents details about the period outside the official history learned from the history books. It is up to the 18th century in Europe that writers establish arbitration based on historical reality. One of the pioneers of English literature, Walter Scott's novels, influenced by Scottish history, spread to other European countries such as Germany and France, thus the genre of roman historical novels was born. Today, the debate on the definition of historical novel is still valid in literature research. On the other hand, many researchers and writers agree that this genre reinterprets historical reality with literature-specific methods and techniques. Alev Alatlı tells the life of a woman born as Eleni and turned into Naciye Arif with her novel ‘Yaseminler Tüter Mi Hala? was published in 1985. While constructing the novel based on interpersonal social, cultural and ideological conflict, it provides clues about Cyprus events. The case is set in the 1950s, but the novel is based on a broad historical background. In this study, we aim to examine the novel ‘Yaseminler Tüter mi Hala? beside from the context of Cyprus and Eleni in the context of historical novels.