Dünyanın her yerinde pek çok etkisi görülen göç hareketleri, toplumlar arası etkileşimlerde belirleyici bir rol üstlenerek bulunduğu yerden ayrılan toplulukların, sahip oldukları maddi ve manevi ögeleri yeni yerleşim yerlerine taşımasını sağlamıştır. Özellikle köle ticaretinin yasaklanması sonucunda işgücü ihtiyacını göçmenler ile karşılayan Avrupa ülkeleri, tarih boyunca büyük göç akımlarının hedefi olarak sömürge ülkeler ile göç trafiği yaşamıştır. Hakkında pek çok teori ve görüş olan göç kavramı, insanlar üzerindeki sosyolojik ve psikolojik etkilerinin yanı sıra zaman içinde ülke politikalarına da etki ederek, ülke politikalarını evrimleştirmiştir. Avrupa Birliği topluluk ismini almadan önce karşılaşılan göç akımları, her devlet tarafından farklı politikalar uygulanmıştır. Fakat yine de bu dönem içerisinde ortak politikalara ilişkin bazı adımlar atılarak; devletlerarasında çeşitli uzlaşmalar sağlanmış, sığınmacı ve mülteciler için çeşitli düzenlemeler yapılmaya çalışmıştır. Ülkeler Birlik çatısı altında toplandıktan sonra ise diğer konular gibi göç konularının da zamanla birlik yönetimine devri gerçekleşmiştir. Avrupa Birliği’nin kurulmasıyla da göç politikaları kurucu antlaşmaların kapsamına girmiştir. İlerleyen süreçte antlaşmalar kapsamında ele alınan sığınma ve göç hareketlerine ilişkin politikalar, yeni ölçütlerin tanınması ihtiyacını doğurmuştur. Böylece Dublin Tüzüğü ile mültecilerin durumuna resmiyet kazandıran Avrupa Birliği, sınır kontrollerini artırırken aynı zamanda sığınma sistemlerini de gözden geçirmeye başlamıştır. Bu yöndeki çalışmalar yeni bir ortak eğilime ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla sığınma konusunda asgari ölçütlerin belirlenmesine ilişkin ihtiyaç sebebiyle 1999 yılında Avrupa Birliği Ortak Sığınma Sistemi (Common European Asylum System – CEAS) kurulmuştur. 1999-2005 yıllarında tamamlanan CEAS’ın ilk aşamasıyla asgari standartlar belirlenmiş; ikinci aşamasında ise mültecilerle ilgili yapılacak yasal düzenlemelerde Birlik üye devletlerinin tam işbirliği amaçlanmıştır.
Migration movements, which have many effects around the world, have played a decisive role in inter-communal interactions and ensured that the communities which left their places carried their own material and spiritual elements to the new settlements. Especially, The European countries, which met the workforce needs with immigrants after the prohibition of human trafficking, have experienced migration traffic with the colonial countries as a target of huge migrantion flows throughout history. The concept of migration, which has many theories and views about, has evolved the state's policies by influencing the state's policies over time, as well as its sociological and psychological effects on people. Migration flows were followed by the states’ own national policies before the Community was established. However, some steps were taken regarding common policies in this period; various agreements were made between the states and various regulations were made for asylum seekers and refugees. After the countries gathered under the umbrella of the Union, immigration issues, like other issues, were transferred to unity management over time. With the establishment of the European Union, immigration policies were included within the founding treaties as well as the other policy areas. In the forthcoming period, policies on asylum and migration movements, which were within the scope of the treaties, required the establishment of new criteria. Thus, the European Union which recognized of the status of refugee by enacting the Dublin Statute , has begun to review its asylum systems while increasing border controls. Studies in this field have revealed the need for a new common trend. Therefore, in 1999, the Common European Asylum System (CEAS) was established due to the need in the determination of the minimum criteria for asylum. With the first phase of CEAS, which was completed within 1999-2005, minimum standards were set; in the second phase, full co-operation of the Union member states was aimed in the legal arrangements concerning the refugees.