Bu çalışmanın amacı, bağlanma kaygı ve kaçınma boyutlarının öztanımlayıcı anıların içeriksel özellikleri ile ilişkisini incelemektir. Araştırma kapsamında 31 yetişkinden (23 kadın, 8 erkek) elde edilen 143 anının içeriği değerlendirilmiştir. Anıların içeriği LIWC Türkçe Psikolojik Metin Analizi Programı aracılığı ile hesaplanan dilsel kategoriler üzerinden analiz edilmiştir. Bulgular, bağlanma kaygısının öztanımlayıcı anılarda kaygı bildiren ifadelerin kullanımını pozitif yönde yordadığını göstermiştir. Ayrıca bağlanma kaygı ve kaçınma boyutlarının ortak etkisinin, öfke bildiren ifadelerin, arkadaşlık ilişkisini temsil eden ifadelerin, hareket bildiren ifadelerin ve fiillerde şimdiki zaman kullanımını yordadığı gözlenmiştir. Ortak etkiler incelendiğinde, kaçınmacı bireylerin öztanımlayıcı anı aktarımlarında korkulu bağlananlara kıyasla öfke ifadelerini daha sık kullandığı, fakat fiillerde hareket bildiren ifadeleri ve şimdiki zamanı daha nadir kullandığı gözlenmiştir. Ayrıca, güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, arkadaşlıkla ilişkili ifadeleri saplantılı bağlananlara oranla daha sık kullanmışlardır. Bulgular, bağlanma boyutlarının öztanımlayıcı anı içeriklerinin duyuşsal, sosyal ve dilsel özellikleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğuna işaret etmektedir.
The purpose of the present study is to investigate the relationship of attachment anxiety and avoidance dimensions to the content features of self-defining memories. The content of 143 memories collected from 31 adults (women = 23, men = 8) was examined using Turkish version of LIWC. Results revealed that attachment anxiety positively predicted the use of words referring to anxiety. The interaction of attachment anxiety and avoidance predicted the use of the words referring to anger, friendship, and motion, and the present tense. The interaction patterns showed that in their self-defining memory reports avoidant individuals were more likely to use the anger-related words, but less likely to use motion-related words and the present tense compared to fearful individuals. Results also indicated that individuals with secure attachment style were more likely to use words referring to friendship than preoccupied individuals. Findings indicate that attachment dimensions have a considerable effect on the affective, social, and linguistics aspects of the self-defining memories.