Yelkenciler, Osmanlı donanmasında yelken kullanan barça göke, kalyon, burtun, firkate, kadırga,şayka, şalopa ve uskuna gibi gemilerin en önemli personellerinden birisiydi. Önemi bu gemilerden bazıları için asıl hareket ettirici güç olarak kullanılan yelkenleri idare etmelerinden geliyordu. Bu gemilerden kalyon, köke ve firkate için asıl güç kaynağı rüzgar iken diğerleri için birincil güç kaynağı insan gücü yani kürekti.Yelkenlerin açılması,toplanması ve kötü hava koşullarında tahrip olduğu zaman tamir edilmesi yelkencilerin asıl göreviydi. Yelkenin asıl kullanıldığı savaş gemileri kalyonlardı. 18 yüzyıldan itibaren Osmanlı Devletinde önemi artan ve donanmanın asıl savaş gücünü teşkil eden kalyonlar büyüklükleri ve geniş hacimleriyle orantılı biçimde yelkene ihtiyaç duymaktaydı. Bu yelkenlerin bezi devletin kendisine ait Bezhane'den ve Boğazhisarları olarak isimlendirilen bügünkü Çanakkale ilimize bağlı Seddülbahir, Kilitbahir, Kumkale ve Sultaniye kazalarından ocaklık usulüyle karşılanıyordu. Tersane-i Amire'ye teslim edilen bezler burada Mahzen-i Sürb'te depolanırdı. İki yılda bir ya da ihtiyaç halinde her zaman bu gemilerin donatımında kullanılmaktaydı. Yelkencilerin görevi yelken bezlerinin gemi kaptanlarına teslimiyle başlamaktaydı. Yelkencilik uzmanlık gerektiren bir iş olup teknik bilgi ve yetenek gerektirmekteydi.Yelkenlerin açılıp kapanmasını bilmeyen,yelkenlere asılan yelken bezlerinin özelliklerinden habersiz,meteoroloji ve denizcilik bilgisi olmayanların bu mesleği ifa etmesi mümkün değildi. Kalyon ve diğer gemilerde yelkencilerin isimlerinin hekim, burgucu, marangoz ve kaptanlarla birlikte geçmesi onun yaptığı işin önemini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Anahtar kelimeler: Yelkenci, Osmanlı Devleti, yelken bezi,badbani, Tersane-i Amire.
The sailors were one of the most important personnel of the vessels such as barge kite, galleon, burtun, firate, galley, kayak, şalopa and uskuna who sailed in the Ottoman navy. The precaution came from the fact that some of these vessels managed the sails used as the main driving force for some. These ships were the main source of power for galleons, roots, and frigates, while others were the primary source of power for the human power, the shovel. The main task of the sailors was to repair the sails when they were opened, collected and destroyed in bad weather conditions. The battle ships where the sail was actually used were galleons. From the 18th century onwards, the Ottomans needed a sailboat in proportion to the size and volume of the galleons, which increased in importance and constituted the real battle force of the ship. The siege of these sails belongs to Bezhane, which belongs to itself, and the Bosphorus, which is called Boğazhisarları, was met by the Çedakkale, Sedulbahir, Kilitbahir, Kumkale and Sultaniye accidents. The cloths delivered to Tersane-i Amire were stored here in the Mahzen-i Sürb. It was used every two years or whenever needed in the equipments of these ships. The task of the sailors was to begin the delivery of the sail cloths to the captains of the ships. Sailing was a profession that required expertise and skill. It was not possible for those without knowing the characteristics of the sail cloths, sailing crews, meteorology and maritime knowledge, who did not know how to open and close the sails. It is noteworthy that the names of sailors along with Kalyon and other ships, along with physicians, burgers, carpenters and captains, show the significance of the work he does. Key words: Sailor, Ottoman State, sail cloth, badbani, Tersane-i Amire.