Foucault’nun Panoptikon Metaforu Ekseninde; Platon’un Mağara Alegorisinden Jose Saramago’nun Körlük Romanına Mecazi Bir Körlüğün Eleştirisi

Author:

Year-Number: 2020-66
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu :
Number of pages: 3174-3185
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

José Saramago’nun Körlük romanı, arabasının içinde trafik ışığının yanmasını bekleyen bir adamın aniden kör olmasıyla başlar. Körlük salgın haline dönüşür, İlk tespit edilen körler ve onlarla temas haline geçenler bir akıl hastanesinde karantina altına alınır. Hastanede gün geçtikçe Körler arasında çeteleşmeler görülür, güçlü olan Körler, diğer zayıf olan Körlerin haklarını kendi çıkarlarına göre kullanmaya başlar, yasalar ve kurallar hiçe sayılır, ahlak ve sosyal yaşam çöker. Saramago, körlük metaforunu kullanarak “insan temelli” bir eleştiride bulunur, biyolojik bir organ olan görme eylemi aynı zamanda ahlak, vicdan ve merhamet gibi duyguları barındır mı? Yoksa, görme eylemi kaybedilirse bu duygular da yok olur mu? Platon mağara metaforunda bir grup tutsağın gerçekliliğinin duvara yansıyan gölgelerden sınırlı olmasından ve bu yansımalar dışında gerçekliği kabul etmeyen tutsakları eleştirir ve görme metaforunu gerçeklikle bağdaştırarak, idea öğretisi olan gerçekliğin temeline görmeyi yerleştirir. Bir güç unsuru olarak görme eylemi ve görülenin bilgisi, insanlık tarihi kadar eskiye dayanan, özünde “göz” merkezli bir yaklaşım içeren gözetim/panoptikon, uygulamalarını da beraberinde getirir. Foucault’un metaforlaştırdığı Jeremy Bentham’ın “panoptikon hapishanesi” distopik eserlerde “büyük kapatılma” durumudur. Orta Çağ’da salgın hastalıkların yayılmasını önlemek için başlayan “kapatılma” on sekizinci yüzyılda “cezalandırma” olarak evrilir. Bu araştırmada, panoptikon kavramına “toplumsal-politik” bir ontoloji kazandıran Foucault’un, panoptikon meataforunu kavramsallaştırması ve sorunsallaştırması evreleri incelenerek “göz merkezli” bir yaklaşımla, Saramago’nun görmek ve körlük arasında yarattığı metaforik körlük üzerinde tartışılacaktır.

Keywords

Abstract

The novel “Blindness” of José Saramago starts with a man waiting at the red light in his car becoming suddenly blind. Blindness becomes an outbreak. First, blind people and who contacted them are put in quarantine in a psychiatric hospital. The blind in the hospital start to become little gangs. The strong ones start to use the right of weak ones for their own benefit, laws and rules are ignored, the ethical and social life collapse. Saramago makes a “human based” criticism using blindness metaphor. Does the ability to see, a biological organ include emotions such as morals, conscience and compassion? Or when the ability to see is lost, do these emotions disappear? Plato criticizes the fact that prisoners’ reality is limited to the reflections of the shadows on the walls and not accepting reality except for these shadows in his cave allegory. He associates the ability to see with the reality and places seeing in the basis of reality, the theory of idea. The action of seeing as a power factor and the knowledge of what is seen brings the implementation of surveillance/ panopticon including an approach based on the “eye-centered” having a history as old as human history. “Panopticon prison of” Jeremy Bentham made metaphoric by Foucault is a “great confinement” state in dystopian works. The “confinement” started in Medieval age to prevent spreading of epidemic diseases is evolved to “punishment” in the 18th Century. In this study, metaphorical blindness created between seeing and blindness by José Saramago based on “eye-centered” approach examining conceptualizing and problematizing stages of panopticon metaphor of Foucault bringing “social-political” ontology to panopticon concept will be discussed.

Keywords