Marcela’nın Don Kişot’ta Özgürlük Hakkı ve Gerekçesi

Author:

Year-Number: 2020-67
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu :
Number of pages: 3429-3435
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Romanda güçlü bir bireysellik duygusu ile ilişkilendirilen çoban Marcela, özerk, özgür iradeli kahraman Don Kişot ile de özdeşleşmektedir. Modern yaşamın özünü oluşturan ilginç, aralara sıkıştırılmış masallar dizisini içeren roman, Marcela ve Grisóstomo bölümüyle en önemli ilgiyi almıştır. Don Kişot gibi gerçeği değiştirmek amacıyla sanat ve yaşam etkileşimi içinde aktif bir şekilde yer alan Marcela, hem yazılı hem de metin odaklı bir anlatımda feminist bir figür olarak hem metinsel hem de bağlamsal anlamda mahkumiyet yaşamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Grisóstomo-Marcela bölümünün feminist açıdan yeniden bir değerlendirmesini yapmak ve Marcela'nın kadınsı anlatımsal benliğini bulma arayışında kurallı kadın karakterizasyonuna uymadığını göstermektir. Teresa De Lauretis, geleneksel anlatının kadınların ‘kendileri için’ “konuşma, arzu etme veya anlamlar üretmesine olanak sağlamadığına dikkat çekiyor” (160). Bu yüzden Marcela, kadının geleneksel imajını baltalayan sıradışılığı sayesinde erkek söyleminin etkilerine karşı koyar. Kendi sesini duyurmak için erkek anlatı söylemini tersine çevirir ve ataerkil yapılara ve anlatı yapısına meydan okuyarak kadının özgürlüğe kavuşmasını sağlar.

Keywords

Abstract

Being associated with a strong sense of individualism in the novel, the shepherdess Marcela is also identified with the autonomous, free-willed protagonist, Don Quxiote. Including intriguing series of interpolated tales epitomizing the modern life the novel has received the most critical attention with the episode of Marcela and Grisóstomo. Deeply involved in an interplay of art and life with the aim to alter reality like Don Quxiote, Marcela experiences both textual and contextual imprisonment as a feminist figure in a male-authored text and male-driven narrative. The objective of this study is to make a feminist reappraisal of the Grisóstomo-Marcela episode and to demonstrate that Marcela breaks with conformity to prescriptive female characterization in quest of finding her feminine narrative self. Teresa De Lauretis points out that traditional narrative does not enable women to “speak, desire, or produce meanings “for themselves” (160). That’s why Marcela counteracts the effects of male discourse thanks to her unconventionality that thwarts the traditional image of woman. She reverses the male narrative discourse to make her own voice heard and achieves female emancipation in defiance of patriarchal constructs and narrative structure.

Keywords