Rusya’da Toplumsal Sarsıntıların Estetik Dili: 1905 Devrimi’nde Mavi Gül Hareketi ve Jan Mukarovsky Estetiği
Author :
Abstract
|
Bu makale, Rusya’da 1905 Devrimi’nin ardından yaşanan sosyal ve kültürel dönüşümün sanata yansımalarını incelemektedir. Devrim sonrası dönemde Rus kimliğinin parçalanma süreci, sanatçılar üzerinde güçlü bir etki yaratmış; karşılaştıkları sert gerçeklik, onları hayal dünyalarına yöneltmiş ve bu da klasik estetik normlara yönelik eleştirilerin artmasına neden olmuştur. Bu bağlamda Mavi Gül (Guluboya Rosa/Rose Bleue) hareketi yalnızca bir sanat topluluğu değil, aynı zamanda Rusya’nın değişen toplumsal ve kültürel yapısına verilen estetik bir yanıt olarak değerlendirilmiştir. Makalede, Mavi Gül hareketinin Rönesans klasisizmine karşı geliştirdiği tutum, Rus avangardının önünü açan bir kırılma noktası olarak ele alınmakta; ayrıca kolektif bilincin bir ürünü olarak çıkan hareketin, Mukarovksy estetiği çerçevesinde özlü bir bütünlük oluşturduğu vurgulanmaktadır. Ek olarak Alman Ekspresyonizmi’nin sanat hareketlerinden Mavi Süvari (Der Blaue Reiter) ile Mavi Gül arasındaki etkileşim ve parallelikler incelenerek, bu dönemde uluslararası sanat çevrelerinde oluşan ortak estetik duyarlılıklar ortaya konulmaktadır. Çalışma, 1905 Devrimi’nin sanatta yarattığı dönümüşümün, yalnızca Rusya özelinde değil, modernist sanatın evrimi açısından da belirleyici bir rol oynadığını savunmaktadır. |
Keywords
Abstract
|
This article examines the reflections of social and cultural transformations on art following the 1905 Revolution in Russia. In the post-revolutionary period, the fragmentation of Russian identity hada profounda impact on artists; the harsh realities they faced directed them toward the realm of imagination, which in turn led to increasing critiques of classical aesthetic norms. In this context, The Blue Rose (Guluboya Rosa) movement is considered not merely an artistic collective but also an aesthetic response to Russia’s changing social and cultural landscape. The article considers the Blue Rose movement’s stance against Renaissance classicism as a pivotal rüptüre that paved the way fort he Russian avant-garde; it also emphasizes that the movement, emerging as a product of collective consciousness, forms a coherent whole within the framework of Mukarovsky’s aesthetics. Additionally, the interactions and parallels between The Blue Rose and the German Expressionist movement Der Blaue Reiter are analyzed, revealing shared aesthetic sensibilities within international art circles during this period. The Study argues that the 1905 Revolution’s transformative impact on art played a decisive role not only within Russia but also in the evolution of modernist art more broadly. |
