Bu çalışma, çocuk kitaplarının metin–imge ilişkisinin klasik tamamlayıcı işlevinden çıkıp posthumanist ve ekolojik perspektifler ışığında nasıl dönüştüğünü incelemektedir. XIX. yüzyılın sonlarından itibaren illüstrasyonlar metine eşlik eden görsel unsurlar olarak kullanılırken, modernizm ve özellikle postmodern dönemde görseller kendi başına anlam kuran bağımsız anlatı öğelerine dönüşmüştür. Roland Barthes (yan anlam,çağrışım) ve W.J.T. Mitchell’in (imge kuramı) kuramsal yaklaşımları, metin ve imge arasındaki ilişkinin tek yönlü bir hâkimiyet yerine karşılıklı etkileşim ve anlam ilişkisi üzerine olduğunu göstermektedir. Bu perspektiften bakıldığında, görsel ve metin arasındaki sınırların geçirgenliği, çocuk edebiyatında yeni anlatı biçimlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Multimodal anlatılar ve sessiz kitaplar çocuk okurun aktif bir anlam üreticisine dönüşmesini sağlamaktadır.
Posthumanist kuramlar (Haraway, Braidotti, Barad) çocuk kitaplarında insan olmayan varlıkların (hayvan, bitki, nesne, teknoloji) özne konumuna yükseltilmesini tartışmaya açmaktadır. Ekolojik perspektifler (Morton, Latour, ekofeminizm) ise doğayı pasif bir arka plan olmaktan çıkararak çocukla ilişkisel bağ kuran katılımcı bir varlık olarak temsil etmektedir. Türkiye’deki çağdaş çocuk edebiyatı üretimleri de bu küresel dönüşümle paralellik göstermekte; Feridun Oral’ın doğa temalı resimli kitapları ve çevre merkezli anlatıları, ulusal bağlamda ekolojik ve etik bir bilinç kazandırmaktadır.
Makale çocuk kitaplarındaki illüstrasyonların yalnızca estetik değil; etik, ekolojik ve pedagojik sorumluluk taşıyan güçlü söylem alanları olduğunu vurgulamaktadır. Metin–imge ilişkisindeki dönüşüm, çocuk kitaplarını disiplinlerarası bir öğrenme ve kültürel bilinç sahasına dönüştürmektedir. Çocuk okurlar, bu kitaplar aracılığıyla bireysel hayal güçlerini geliştirme fırsatı yakalarken, doğa, teknoloji ve insan olmayan varlıklarla kurdukları ilişkiler üzerinden çok yönlü bir öznellik deneyimi edinmektedir.
This study examines how the relationship between text and image in children’s books has moved beyond its classical complementary function and has been transformed in the light of posthumanist and ecological perspectives. Since the late nineteenth century, illustrations were primarily employed as visual elements accompanying the text; however, during modernism and especially in the postmodern period, images evolved into independent narrative components capable of constructing meaning on their own. The theoretical approaches of Roland Barthes (connotation) and W. J. T. Mitchell (picture theory) demonstrate that the relationship between text and image is not a matter of one-sided dominance, but rather of reciprocal interaction and negotiated meaning. From this perspective, the permeability of the boundaries between visual and verbal elements has paved the way for the emergence of new narrative forms in children’s literature. Multimodal narratives and wordless picturebooks, in particular, enable young readers to become active producers of meaning.
Posthumanist theories (Haraway, Braidotti, Barad) problematize the elevation of non-human entities (animals, plants, objects, technology) to the position of subjects within children’s books. Ecological perspectives (Morton, Latour, ecofeminism), in turn, reconceptualize nature not as a passive backdrop, but as a participant entity that establishes relational connections with the child. Contemporary children’s literature in Turkey also reflects these global transformations; for instance, the nature-themed picturebooks and environmentally focused narratives of Feridun Oral contribute to fostering ecological and ethical awareness in a local context.
Accordingly, the article emphasizes that illustrations in children’s books constitute not only aesthetic components but also powerful discursive domains imbued with ethical, ecological, and pedagogical responsibility. The transformation of text–image relations positions children’s literature as an interdisciplinary site of learning and cultural consciousness. Through such books, young readers not only cultivate their individual imagination but also acquire multifaceted forms of subjectivity by engaging in relational encounters with nature, technology, and non-human beings.