Bu araştırma, dijital devletin yükselen dinamikleri ile hak arama özgürlüğü arasındaki ilişkiyi, özellikle kırılgan grupların olası Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) deneyimi üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma, demokratik hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olan hak arama özgürlüğünün, dijitalleşme süreciyle nasıl yeniden tanımlandığını ve bu dönüşümün kapsayıcılık açısından doğurduğu fırsatları ve sınırlılıkları tartışmaktadır. E-Devlet Kapısı, CİMER ve KDK gibi dijital başvuru mekanizmaları, vatandaş-devlet etkileşiminde hız, şeffaflık ve kolaylık sağlarken; yaşlılar, engelliler, göçmenler ve dil engeli yaşayan azınlıklar gibi kırılgan grupların bu süreçlere eşit biçimde erişeme ihtimali, önemli bir sorunsalı ortaya çıkarmaktadır. Bu önemli husus kapsamında yapılandırılan araştırma, nitel yöntem ve doküman analizi ile yürütülmüş olup; ulusal mevzuat, TÜİK verileri, e-Devlet Kapısı belgeleri, KDK uygulamaları ile AB, BM ve OECD gibi uluslararası örgütlerin normatif çerçeveleri kapsamlı biçimde incelenmiştir. Veri üçlemesi yaklaşımıyla güvenilirliği artırılan çalışmada, hem hukuki ve kurumsal metinler hem de istatistiksel göstergeler değerlendirilmiştir. Bulgular, Türkiye’de ombudsmanlık kurumunun, çevrimdışı başvuru yollarını da açık tutarak uluslararası standartlara uyum sağladığını göstermektedir. Ancak dil bariyerlerinin, düşük dijital okuryazarlığın ve güvenlik–erişilebilirlik ikileminin, özellikle kırılgan grupların fiili erişiminde önemli sınırlılıklar oluşturabileceği vurgulanmaktadır. Bu kapsamda dil çeşitliliği, kullanıcı dostu tasarım, yaşlı ve engellilere yönelik özel çözümler, rehberlik hizmetleri ve çevrimdışı erişim hakkının anayasal güvence altına alınması, Türkiye’de kapsayıcı bir dijital devlet inşası için kritik politika önerileri olarak öne çıkmaktadır. Çalışma, gelecekte yapılacak saha araştırmalarıyla kırılgan grupların deneyimlerinin doğrudan incelenmesi gerektiğini vurgulamakta ve Türkiye’nin dijitalleşme sürecinde sosyal adalet, eşitlik ve kapsayıcılık ilkelerini güçlendirecek bütüncül bir yaklaşımın önemine işaret etmektedir. |
This study examines the relationship between the rising dynamics of the digital state and the right to legal remedies, focusing on the experiences of vulnerable groups with the Turkish Public Ombudsman Institution (KDK). It explores how digitalization reshapes this fundamental right in a democratic state governed by the rule of law, highlighting both opportunities for transparency, speed, and convenience through platforms such as the e-Government Portal, CİMER, and KDK, and the risks of exclusion for groups like the elderly, people with disabilities, migrants, and linguistic minorities. Using qualitative document analysis of national legislation, TÜİK data, e-Government records, KDK applications, and international frameworks (EU, UN, OECD), the research adopts a data triangulation approach combining legal, institutional, and statistical sources. Findings show that the ombudsman in Türkiye meets international standards by maintaining offline channels, yet language barriers, limited digital literacy, and the security–accessibility dilemma hinder effective access for vulnerable groups. Policy recommendations include multilingual services, user-friendly design, tailored solutions for the elderly and disabled, guidance mechanisms, and constitutional guarantees for offline access. The study underscores the need for field research into lived experiences and advocates a holistic approach to digitalization rooted in social justice, equality, and inclusivity. |