Uzun yıllardan beri yabancı dili dil kuralları çerçevesinde bir öğrenme ile gerçekleştirdiğimiz düşünüldüğünde uluslararası ticaretin, turizmin, eğitimin ve göçlerin arttığı son 25 yılda artık yabancı bir dilin kültürüyle birlikte öğrenilme gereksinimi kaçınılmaz olmuştur. Dil iki kişi arasında iletişimi sağlama aracıdır ve tam bir iletişimin sağlanabilmesi için de günlük yaşam içinde yer alan kültürel öğelerin bilinmesi gerekir. İnsanlar içinde yaşadıkları toplumun dilini öğrenirken, aynı zamanda kültürünü de öğrenirler. Fakat içinde doğup büyüdükleri kültürler aynı olmadığı için, farklı ülkelerde doğup büyüyen kişilerin kültürünü tanımak ve anlamak iletişimi kolaylaştırır ve olası yanlış anlaşılmaları ve sorunların önüne geçer. Bu nedenle, yabancı bir dil öğretirken, o dilin kültürel öğelerini de aktarmak doğru iletişim için zorunluluk haline gelmiştir. Bu bağlamda, öğrenilecek hedef dilde kültürel farkındalık yaratmak önemlidir.
Yabancı dil öğretimi konusunda, özellikle kültürlerarası iletişimin her geçen gün daha da önemli hale geldiği globalleşen dünyada, yabancı dil öğretimi hem kişinin kendi kültürünü hem de yabancı kültürü kapsamlı bir şekilde öğrenmesini gerektirmektedir. Öğrencilerin yalnızca yabancı bir dilin dil bilgisi yapılarını ve sözcük dağarcığını öğrenmeleri değil, aynı zamanda hedef dilde yer alan kültürel bağlamlar hakkında kapsamlı bir düşünce yapısı geliştirmeleri de önemlidir.
Bu çalışmamızda materyal olarak üzerinde çalışmak istediğimiz iki masal seçtik. Bunlardan biri Grimm Kardeşlerin derlediği Alman masallarından “Pamuk Prenses” masalıdır. Diğer masal ise Boratav’ın derlediği Türk Halk Masalları kitabından aldığımız “Nardaniye Hanım” masalıdır. Bu masallarda tespit ettiğimiz kültürel öğeleri her iki toplum açısından ele alarak benzerlik ve farklılıklarını değerlendirdik. Yabancı dil öğretimi yöntemlerinden kültürlerarası yaklaşımla bu öğelerin kullanılabilirliğini ortaya koymaya çalıştık.
Considering that for many years we have been learning a foreign language within the framework of language rules, the need to learn a foreign language alongside its culture has become inevitable in the last 25 years, as international trade, tourism, education, and migration have increased. Language is a tool for communication between two people, and for effective communication to take place, understanding the cultural elements present in daily life is essential. When people learn the language of the society they live in, they also learn its culture. However, because the cultures in which they are born and raised are not the same, understanding and understanding the cultures of those born and raised in different countries facilitates communication and prevents potential misunderstandings and problems. Therefore, when teaching a foreign language, conveying its cultural elements has become essential for effective communication. In this context, creating cultural awareness in the target language is crucial.
In a globalizing world where intercultural communication is becoming increasingly important, foreign language teaching requires a comprehensive understanding of both one's own and the foreign culture. It is crucial for students to not only learn the grammatical structures and vocabulary of a foreign language, but also to develop a comprehensive understanding of the cultural contexts within the target language.
In this study, we selected two fairy tales as material. One of these is "Snow White," a German fairy tale compiled by the Grimm Brothers. The other is "Nardaniye Hanım," taken from Boratav's collection of Turkish Folk Tales. We examined the cultural elements we identified in these tales from the perspective of both societies and evaluated their similarities and differences. We attempted to demonstrate the applicability of these elements through an intercultural approach, a foreign language teaching method.