Bu makale, siyah-beyaz fotoğrafçılığın kent belleği, estetik ve sosyo-mekânsal dönüşümler üzerindeki rolünü, çağdaş dijital müdahaleler bağlamında incelemektedir. Siyah-beyaz fotoğrafçılığı disiplinlerarası bir çerçevede ele alan çalışma, sosyoloji, kent çalışmaları ve görsel kültür teorilerinden yararlanarak konuyu derinlemesine analiz etmektedir. Henri Cartier-Bresson’un karar anı, Walter Benjamin’in aura ve Roland Barthes’ın punctum kavramları, fotoğrafın kentsel zamansallığı damıtma ve duygusal etkileşimi sağlama kapasitesini değerlendirmek için kritik bir perspektif sunmaktadır. Ayrıca, Zygmunt Bauman’ın akışkan modernite kavramı, kent yaşamının geçiciliği ve bu olgunun fotoğrafik temsili üzerine değerli bir bakış açısı sunmaktadır. Çalışma, yapay zekâ (YZ), artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) gibi dijital teknolojilerin siyah-beyaz kent fotoğrafçılığı üzerindeki etkisini inceleyerek, bu gelişmelerin geleneksel fotoğraf pratiğini nasıl genişlettiğini ve yeniden tanımladığını tartışmaktadır. Algoritmik işlemleme, yüksek dinamik aralık (HDR) görüntüleme ve NFT'lerin entegrasyonu, fotoğrafçılığın ekonomik ve estetik paradigmalarını değiştirerek erişilebilirliği artırırken özgünlük ve sanatsal değer kavramlarını yeniden şekillendirmektedir. Tarihsel teori ile gelişen teknolojik çerçevelerin kesişim noktalarını ele alan bu çalışma, siyah-beyaz fotoğrafçılığın çağdaş kent söyleminde süregelen önemini vurgulamaktadır. Sonuç olarak, siyah-beyaz fotoğrafçılığın, geçmiş ve günümüz, analog ve dijital, gelenek ve yenilik arasındaki köprü işlevini sürdürdüğü ileri sürülmektedir. |
This article examines the role of black-and-white photography in the visual construction of urban memory, aesthetics, and socio-spatial transformations, with a particular focus on contemporary digital interventions. The study situates black-and-white photography within an interdisciplinary framework, drawing from theories in sociology, urban studies, and visual culture. Key theoretical perspectives, including Henri Cartier-Bresson’s decisive moment, Walter Benjamin’s aura, and Roland Barthes’ punctum, provide critical lenses for analyzing photography’s ability to distill urban temporality and evoke emotional engagement. Additionally, Zygmunt Bauman’s concept of liquid modernity offers insights into the transient nature of urban life and its photographic representation. The article further explores the impact of digital technologies such as artificial intelligence (AI), augmented reality (AR), and virtual reality (VR) on black-and-white urban photography, positioning these advancements as both an extension and redefinition of traditional photographic practice. The integration of algorithmic processing, high dynamic range (HDR) imaging, and NFTs has altered the economic and aesthetic paradigms of photography, expanding accessibility while challenging conventional notions of authenticity and artistic value. By examining these intersections of historical theory and emerging technological frameworks, this study underscores black-and-white photography’s enduring relevance in contemporary urban discourse. Ultimately, the article argues that black-and-white photography remains a potent medium for interrogating the complexities of urban existence, offering a bridge between past and present, analog and digital, tradition and innovation. |