Son yıllarda, hemen her alanda değişim ve gelişmeler yaşanmaktadır. Bu değişim ve gelişmeler yoğun bir rekabet ortamını beraberinde getirmektedir. Zorlu rekabet ortamında örgütlerin faaliyetlerini etkin şekilde sürdürebilmesi ve varlıklarını devam ettirebilmeleri için sadece işini yapan iş görenler çalıştırmak tek başına yeterli olmamaktadır. Örgütlerin faaliyetlerini daha iyi şekilde gerçekleştirebilmesine yönelik yapılan çalışmaların birçoğunun örgüt çalışanlarının davranışlarını anlamaya yönelik olduğu görülmektedir. Örgütsel özdeşleşme, çalışanın örgüte ait olma ve örgütle kendini bir tutma algısıdır. Yani çalışan ile örgüt arasında kurulan psikolojik bir köprüdür. Örgütlerin, kendini çalıştığı örgüt ile bir tanımlayan, örgütün amaç ve hedeflerini kendi amaç ve hedefleri gibi benimseyen yani örgüt ile özdeşleşmiş çalışanlara ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Sosyal kaytarma, grup olarak çalışan örgüt üyelerinin bireysel olarak çalışan örgüt üyelerine kıyasla daha az çaba göstermeleridir. Sanal kaytarma, çalışanların mesai saatlerinde bilişim teknolojilerini iş dışı faaliyetler için kullanmasını ifade etmektedir. Bu çalışmada örgütsel özdeşleşmenin sosyal kaytarma ve sanal kaytarma üzerine etkisi araştırılmıştır. Ayrıca bu değişkenlerin demografik değişkenlere göre anlamlı farklık gösterip göstermediği incelenmiştir. İlgili literatürden yararlanılarak çalışmanın hipotezleri oluşturulmuştur. Çalışma bir alan çalışmasıyla desteklenmiştir. Veriler Kahramanmaraş’ta bir holdingin idari çalışanlarından anket yardımıyla toplanmıştır. Çalışmamıza gönüllü olarak 91 çalışan katılmıştır. Toplanan veriler frekans, korelasyon, regresyon ve ANOVA yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışma kapsamında yapılan analizler sonucunda örgütsel özdeşleşmenin sosyal kaytarmayı ve sanal kaytarmayı etkilemediği belirlenmiştir. Ayrıca sanal kaytarma ile demografik değişkenler arasında yer alan toplam çalışma süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar teorik ve uygulama perspektiflerinden tartışılmıştır.
In today's competitive conditions, it is not enough to operate only the employees who work on their job so that the organizations can continue their activities effectively and continue their existence. Organizational identification is the perception of the employee to belong to the organization and to keep oneself with the organization. In other words, it is a psychological bridge between the employee and the organization. Social loafing is that the members of the organization working as a group make less effort compared to the members of the organization working individually. Cyberloafing is employees’ usage of information technologies for non-work related objectives during the work hours. In this study, the effect of organizational identification on social loafing and cyberloafıng was investigated. In addition, whether or not these variables differ significantly according to demographic variables were examined. The hypothesis of the study was created by using the related literature. The study was supported by a field study. Data were collected by means of questionnaires from 91 administrative staff of a holding in Kahramanmaraş. Data were analyzed by using frequency, correlation, regression and ANOVA methods. As a result of the analyzes carried out within the scope of the study, it was determined that organizational identification did not affect social loafing and cyberloafıng. In addition, it was found that there was a statistically significantly differereces between cyberloafıng and total working time between demographic variables. The results are discussed from theoretical and practical perspectives.