Meme kanseri kadın sağlığını etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur ve kadınlar arasında en sık görülen kanser türüdür. Amerika’da yeni tanı alan kanserler arasında, meme kanserinin %32’lik bir oranla başı çektiği Türkiye’de ise meme kanseri insidansının kadınlar arasında %35 oranında olduğu belirtilmektedir. Meme kanserinin sık görülmesi, sıklığının giderek artması, erken evrelerde tedavi edilebilir olması, erken evrelerde günümüz koşullarında tanınmasının olanaklı olması, meme kanserinin önemini daha da artırmaktadır. Ortalama yaşam süresinin uzaması, yaşam biçimindeki değişiklikler, tanı testleri, tarama programları ve kanser olgularının bildirimindeki artışlar meme kanseri insidansında artışa neden olmaktadır. Meme kanserinin yüksek oranda görülmesi meme kanseri risk kaygısını ve farkındalığını artırmaktadır. Meme kanserinin önlenmesi ve erken tanınabilmesi için yüksek riskli kadınların bilgilendirilmeleri ve yakın gözlem altında tutulmaları önemlidir. Meme kanserini arttıran faktörler, genetik dışı ve genetik risk faktörleri olarak iki ana gruba ayrılabilir. Genetik dışı risk faktörleri; hormonal faktörleri, ırk/etnik köken, bilinen benign meme patolojisi, meme yapısı, radyasyon maruziyeti gibi bireysel faktörleri kapsamaktadır ve meme kanserlerinin yaklaşık %3-10’u kalıtsal kanserlerdir. Bunların da yaklaşık %85’inin BRCA1 ve BRCA2 mutasyonları ile ilişkili olduğu tahmin edilmektedir. Kalıtsal meme kanserlerinin çoğunluğu BRCA1 ve BRCA2 mutasyonuna bağlı olan “kalıtsal meme ve over kanseri sendromu” olarak kabul edilmektedir. Bu risk faktörlerinden korunarak sağlık politikalarıyla kanser artış hızı azaltılmadığı takdirde kanser harcamalarının Sağlık Bakanlığı bütçesiyle karşılanamayacak boyutlara ulaşması beklenmektedir. Kanser insidansındaki bu artış önemli ölçüde kaynak israfına yol açmaktadır. Bu bağlamda koruyucu sağlık hizmetleri en üst seviyede eğitsel çalışmalarda bulunmalı ve burda özellikle görevleri toplumun sağlığını korumak, geliştirmek ve var olan riskleri belirlemek olan halk sağlığı hemşirelerine önemli görevler düşmektedir. Bu derleme, meme kanserinde risk faktörleri ve risk değerlendirilmesinin önemini vurgulamak amacıyla yapılmıştır.
The importance of breast cancer is steadily increasing because of the incidence of breast cancer is increasing,,it can be treatable at an early stage and in early stage diagnosis is possible at the present time. The prolongation of the mean life span, changes in lifestyle, diagnostic tests, screening programs, and increases in the reporting of cancer cases cause an increase in the incidence of breast cancer. It is important for high risk women to be informed and kept under close observation so that breast cancer can be prevented and diagnosed early. There are two main groups of factors that increase breast cancer, genetic risk factors and non-genetic risk factors. Non-genetic risk factors includes; hormonal factors, race / ethnicity, known benign breast pathology, breast structure, radiation exposure. And about 3-10% of breast cancers are hereditary cancers. If these risk factors are not protected and the rate of cancer growth is not reduced by health policies, it is expected that the cancer expenditures will reach the dimensions that can not be met by the Ministry of Health budget. In this context, preventive health services must be found at the highest levels of educational work and there are important tasks for public health nurses whose duty is to protect, develop and determine the health of the community. The aim of this review article is to emphasize the importance of risk factors and risk assessment in breast cancer.