Bu tebliğde amacımız İslam hukukunda kadın tanıklığının yerini deliller ile ortaya çıkarmak olacaktır. Tanıklık adalet için kamu hizmetleri açısından bir kanıt aracıdır. İslam fıkıh kitaplarında tanıklık konusu zımnen yargı içinde veya özel “şehadet” başlığı altında ele alınmıştır. Bu itibarla da kadının tanıklığı konusu fıkıh kitaplarında dağınık olarak kaydedilmiş, tutarlı ve düzgün değildir. Geçmişte, hukukî yargılamalar, tanıklık üzerine dayanıyor ve tanıkların adil olup olmadığı hâkimler tarafından değerlendiriliyor, onun ifadesi incelenmiyor ya da bakılmıyordu. O zamanlar, bilim adamları tanıklığı etkileyen ufak tefek şeyleri de bilmiyorlardı. Ardından psikologların araştırmaları ve tanıkların söylediklerinin geçerliliğine olan mutlak inancını yadsıyan bilimsel deneyler geldi ve tanıklıktaki hataların nedenlerini ortaya koydu. Bundan dolayı tanıklık yapma ile güçlü bir bağı olan psikoloji bilimi ve diğer bilim dallarının araştırma ve deneyimleri de dikkate alınmalıdır. Tanıklık, en eski kanıt belgelerinden biridir. Bundan dolayı insan, suç ve cezalarla karşı karşıya kaldığından bu yana tanıklık müessesine muhtaçtır. İnsanlara adalet sunmak için tanıklık ve kanıt, hukuk dünyasında geniş bir yer tutar. Tanıklık oluşumu ve gelişimi hukuk düşüncesinin oluşumu ve gelişimiyle irtibatlıdır. Ayrıca yargı konularının ispatı için usul kurallarından kaynaklanan gerçeklerle de bağlantılıdır. Suç kavramı insanla birlikte doğmuştur. Her şeyden önce dini düzenin ya da yasağın günahları veya ihlallerinden ibarettir. İnsan evrimleşip geliştikçe devlet ve kanun sistemlerini geliştirdiğinde, başkalarının haklarına yönelik saldırılar da oluşmaya başladı. Bu tür saldırılara ve suçlulara karşı da misilleme ile karşılık verilmesi gerekir. Cezanın başlangıçta bireysel misilleme ile karşılık verilmesi fikri hâkimdi. Ancak bununla birlikte devletlerin ve yasaların gelişmesi ve ilerlemesi ve yargının ortaya çıkışı, usul sistemleri ve diğer ispat araçlarıyla birlikte, tanıklık ile de davaların ispat edilmeleri durumu ortaya çıkmıştır. Bu genel çerçeve içinde kadının tanıklığı konusuna geldiğimizde, İslam hukukunda bazı konularda kadının tanıklığının hiç kabul edilmediğini görmekteyiz. Örneğin fıkıh kaynaklarında zina suçunun sübutu için dört erkek tanığa ihtiyaç vardır. Bu konuda kadınların tanıklıkları geçerli değildir. Bazı konularda ise bir erkek tanığın yanında iki kadın tanığın istendiği, bazı durumlarda ise tek kadının tanıklığı ile yetinildiği görülmektedir.
In this statement, our main object is to explain the importance and place of woman’s testimony in Islamic Law with its evidence. Testimony is an instrument of proving in the sense of public service for justice. When we examine the sources of Islamic Law, we can observe that case of testimony is usually discuss below the title testimony or it is discussed implicitly within the jurisdiction. This is the reason why the testimony subject has been discussed in the way disorderly, so it is neither coherent nor decent. In the past, legal judgments were based on testimony and judges were the ones who determined if testifier was just or not, quality of their testimony was not the case to argued. Back then, the scientist did not know the facts which can affect the testimony. After, the world has discovered the researches of psychologists and scientific experiments which deny absolute belief to the discourse of testifiers. Because of this, we defend that it is necessary to take into considering the researches and experiences of psychological science and other disciplines which have a strong relationship between testimonies. Testimony is one of the oldest documents of a witness. That is why humankind is needed testimony when there is a situation which involved crime and punishment. Testimony and evidence have a very large place in the world of law to give people justice. Creation and evaluation of testimony have a lien between the creation and evaluation of ideas of law. Besides, it is connected with the facts which originated from rules of procedure for justification of jurisdiction subjects. The crime concept has been born with humankind. First of all, that concept is relevant to the violation of the prohibition. Along with the evolution of humankind, attack towards to others rights has begun. The necessity of response of these kinds of attacks has emerged. At the outset, there was an idea of individual reprisal against crime. But along with the creation and evaluation of states and legislation, and the emergence of jurisdiction the need of existence a proof with testimony has come in sight. In this context, when we mention about woman’s testimony, we can observe that their testimony is not accepted for certain issues. For example, for adultery crime, there would be needed four men and woman’s testimony is not valid on this subject. The issue of numbers and who might be a testifier can be changed according to the situation. For instance, according to Islamic Law, for certain cases, there would be a necessity of two women beside a man. And also in certain cases, we observe one woman can be enough for testimony.