başlanmıştır. Bolşevik Devrimi sonrasında da bu yayılmacı anlayış değişmemiş, tersine bölgedeki Türk ve akraba toplulukların çok daha zorlu süreçlere maruz kalmalarına neden olmuştur. En belirgin Rus ve Sovyet politikası, Anadolu Türkleri ile Kafkasya ve Türkistan Türkleri arasındaki sınır bağlantısını koparmak şeklinde olmuştur. Türkiye ve Azerbaycan arasında konuşlandırılan Ermenistan için çizilen suni sınırlar temelde bu amaca hizmet edecek şekilde tasarlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Karabağ da söz konusu suni sınır belirleme çabalarından birisi olmuştur. Sovyetler Birliği döneminde komünist rejimin katı ve gerekli gördüğünde uygulamaktan kaçınmadığı şiddet politikaları, oluşturulan suni sınırlara yönelik itiraz ya da muhalefet edilmesine imkan tanımamıştır. Sovyetlerin dağılışı ile birlikte bağımsızlığını kazanan eski Sovyet ülkeleri açısından işaret edilen bu suni sınır politikaları, bir anlamda “doğuştan gelen” sorunlar olarak kendisini göstermiştir.
Karabağ da bu sorun alanlarından birisi ve en büyük olanlarındandır. Nitekim Ermenistan ve Azerbaycan’ın bağımsızlıklarını ilan etmelerini müteakip Karabağ sorunu alevlenmiştir. Ermenistan’ın topraklarında varlığını sürdüren eski Sovyetlerden kalma Rus birliklerinin de desteğiyle Karabağ’ı ve Azerbaycan’ın belli bir kısmını işgal etmiştir. O dönem itibariyle henüz düzenli bir ordu kuramamış, devlet örgütlenmesini tam anlmıyla oluşturamamış haldeki Azerbaycan karşısında sahip olduğu Rus desteğiyle istediği bir fiili durum oluşturmuştur. İşgalin haksızlığı ve Ermenistan’ın Azerbaycan’nın topraklarını terk etmesine yönelik çok sayıda BM Kararı olmasına rağmen, Ermenistan gerekli adımları atmamıştır. Ermenistan bir yandan Batı ve Rusya’nın desteğini arkasında hissettiği için bir yandan da Batılı ülkelerdeki ermeni diasporasının kışkırtmalarının etkisiyle beklenen çözümün ortaya çıkışını engellemiştir.
Karabağ sorununun diplomatik yollardan çözümü için çaba sarfeden Azerbaycan ise bir yandan da yeni kurulan devletin ekonomik, siyasal ve sosyal yönüyle güçlenmesini sağlamıştır. Doğal olarak buna bağlı şekilde ordusunun imkan ve kabiliyetlerini de geliştirmiştir. 27 Eylül 2020 tarihinde başlayan 2. Karabağ Savaşı ile Azerbaycan Ermeni işgalini büyük oranda sonlandırmıştır. Küresel ölçekte oluşan çok kutuplu yeni dünya düzeninin kendisine sunduğu konjonktürel imkanları iyi değerlendiren Azerbaycan artık diplomatik mecralardaki statüsünü Ermenistan’a göre çok üstün bir noktaya taşımıştır. Bu çalışmada kalıcı bir antlaşmaya bağlanarak tam ve kesin bir çözümün sağlanamadığı Karabağ sorununun tarihsel kökenleri, günümüze kadar geçen süreçteki yaşananlar, sorunun aktörlerinin geleneksel ve güncel politikaları ele alınmıştır
With the Russian expansionism turning to the Caucasus, the sovereignty of the ancient Turkish lands in this geography began to be lost. This expansionist understanding did not change after the Bolshevik Revolution, on the contrary, it caused the Turkish and related communities in the region to be exposed to much more difficult processes. The most obvious Russian and Soviet policy was to break the border connection between Anatolian Turks and Caucasian and Turkestan Turks. The artificial borders drawn for Armenia deployed between Turkey and Azerbaijan were basically designed and put into practice to serve this purpose. Karabakh has been one of these artificial border demarcation efforts. During the Soviet Union, the strict and violent policies of the communist regime, which it did not hesitate to implement when deemed necessary, did not allow objection or opposition to the artificial borders created. These artificial border policies, which were pointed out in terms of the former Soviet countries that gained their independence with the collapse of the Soviet Union, in a sense showed themselves as "innate" problems.
Karabakh is one of these problem areas and one of the biggest ones. As a matter of fact, after the declaration of independence of Armenia and Azerbaijan, the Karabakh conflict flared up. It occupied Karabakh and a certain part of Azerbaijan with the support of the Russian troops from the former Soviet Union, which continued its existence on the territory of Armenia. As of that period, it has created a de facto situation with the Russian support it has against Azerbaijan, which has not yet been able to establish a regular army and cannot fully form the state organization. Despite the injustice of the occupation and many UN Resolutions on Armenia's leaving Azerbaijan's territory, Armenia did not take the necessary steps. Armenia, on the one hand, felt the support of the West and Russia behind it, and on the other hand, it prevented the emergence of the expected solution under the influence of the provocations of the Armenian diaspora in Western countries.
Azerbaijan, which made efforts for the solution of the Karabakh problem through diplomatic means, on the other hand, strengthened the newly established state in economic, political and social aspects. Naturally, accordingly, she developed the possibilities and capabilities of her army. With the 2nd Karabakh War, which started on September 27, 2020, Azerbaijan largely ended the Armenian occupation. Making good use of the cyclical opportunities offered by the multipolar new world order that has emerged on a global scale, Azerbaijan has now moved its status in diplomatic channels to a far superior point compared to Armenia. In this study, the historical origins of the Karabakh problem, which could not be resolved by a permanent agreement, the historical origins of the Karabakh problem, the experiences in the process until today, the traditional and current policies of the actors of the problem are discussed.