Cumhuriyet döneminde uygulanan hegemonik kültür politikaları, müzik gibi geçişken, soyut bir mecrada bile Türk toplumuna belli bir yönelimi dayatmıştır. Bunun sonucunda Türk müziği alanında bazı isimler ve temsil ettiği grubu “meşru” görülmüş bazıları ise örtük bir ötekileştirmenin mağduru olmuşlardır. Bu ayrımcı anlayış, akademide halen büyük ölçüde geçerliliğini korumaktadır. Son yüzyıla udî, besteci ve daha birçok alanda hizmetleri bulunmuş olan Kadri Şençalar da meşruiyet hiyerarşisine tabi tutulduğu için Türk müziği tarihinde bir özne olarak ele alınmamış, çalışılmamış isimlerden biridir. Tarihsel olaylar, kesin haklılar ve haksızları bulmak için sübjektif olarak incelendiğinde, varılacak hiçbir yorum geçmişe değil ancak bir ölçüde bugüne ışık tutabilecektir. Bu çalışmanın amacı, tarihi ve dönemsel aktörleri yargılamak değil ismi geçen sanatçıya ve temsil ettiği müziğe karşı güdülen tutumun bugüne yansımalarını ortaya koymaktır. Şençalar’ın hayatı boyunca attığı adımlarda görülecektir ki sanatçı, esasen yaşadığı dönem boyunca meşruiyet terazisini tutan çevrelerle uyum içindedir. Hatta birçok durumda ortak hareket etmekte, kurucu bir konumda bulunmaktadır. Her konunun araştırma menziline girebildiği, akademinin imkanlarının olabildiğince geniş olduğu bugün başarılı bir müzik kariyeri ortaya koyan Kadri Şençalar’a karşı ilgisizlik dikkat çekici düzeydedir. Akademinin ve bazı çevrelerin seçkinci tutumlarının, sanatçının yaşadığı dönemden ziyade daha sonra derinleşmiş bir sınıfsal ayrımla alakalı olduğu anlaşılmaktadır.
In the Republican era, the hegemonic policies of Turkish society imposed a certain orientation on society, even in a transitional and abstract medium such as music, and the academic medium saw some names and the group they represented as "legitimate". This understanding is still largely valid in academia. Kadri Şençalar, who has served in oud, composer and many other fields in the last century, is one of the names that has not been considered as a subject in the history of Turkish music, since it is subject to the hierarchy of legitimacy. If history makes a sharp distinction between the righteous and the unjust as a result of the interrogations, it means that it is not being scrutinized to illuminate the present. The aim of this study is not to find a definite right and wrong with historical inquiries, but to reveal the reflections of the attitude towards the mentioned artist and the music he represents. The steps taken by Şençalar throughout his life will be seen in the study that will be followed, and it will be seen that the artist is in a friendly and in some cases even a founding position with the circles that determine the legitimacy throughout his lifetime. It can be said that the indifferent attitude towards Kadri Şençalar in the academy is related to a later deepened distinction, even in these times when every subject can fall within the research range and the opportunities of the academy are at their widest.