Camera obscura, 1839’dan çok uzun zaman önce araştırmacılar ve ressamlar tarafından bilinmekte ve kullanılmaktaydı. Fotoğrafın icadında camera obscura’nın payı büyüktü ve sonrasında yerini ona boraktı. Fotoğrafın icadı, sanat tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Ressamlar, fotoğraf makinesinin bulunmasıyla büyük bir şaşkınlık yaşadılar. Çünkü fotoğraf, görünür dünyayı olduğu gibi yansıtmayı onlardan çok daha iyi yapıyordu. Bunun sonucunda bazı ressamlar işsiz kalacakları endişesine kapıldılar. Çok geçmeden, minyatür ressamlarının endişelenmekte haklı oldukları görüldü. Buna bağlı olarak bazı ressamlar fotoğraf makinesi ile rekabete girerken bazıları da onu, çalışmalarında yardımcı bir unsur olarak kullanmayı seçtiler. Eleştirmen Charles Baudelaire onu, sanatın yerine geçmeye çalışmakla suçladı. Bütün bunlara rağmen Delacroix’dan Courbet’ye, Degas’dan Eakins’e kadar pek çok ressam çalışmalarında fotoğrafı yardımcı bir unsur olarak kullandı. Bunu yaparken, fotoğrafları tuvale olduğu gibi aktarmamışlar, hem kompozisyonda bazı değişiklikler yapmışlar hem de kendi sanatsal üsluplarına bağlı kalmışlardır. Fotoğrafın bulunması, ressamların gerçeği fotoğrafik bir şekilde aktarmak yerine onu yorumlamamaya yönelmelerini sağlamıştır.
The camera obscura was known and used by researchers and painters long before 1839. The camera obscura played a large part in the invention of photography and was later replaced by it. The invention of photography is an important turning point in the history of art. The painters were shocked by the discovery of the camera. Because photography was much better at reflecting the visible world as it was. As a result, some painters were worried that they would be unemployed. It wasn't long before the painters of miniatures were right to be worried. Accordingly, some painters competed with the camera, while others chose to use it as an auxiliary element in their work. The critic Charles Baudelaire accused him of trying to replace art. Despite all this, many painters from Delacroix to Courbet, from Degas to Eakins used photography as an auxiliary element in their work. While doing this, they did not transfer the photographs to the canvas as they were, they both made some changes in the composition and adhered to their own artistic style. The discovery of the photograph made the painters tend not to interpret the reality rather than to convey it photographically.