Eleştirel Teori olarak da adlandırılan Frankfurt Okulu, tüm pozitivist kuramları eleştirerek dönüştürmüş ve literatüre önemli katkılar sağlamıştır. Okulun literatüre kattığı kavramlardan biri de hem uluslararası ilişkiler hem de sosyoloji açısından değerlendirilebilecek olan özgürleşme kavramıdır.
Özgürleşme kavramı ile hem kapitalizm sonucunda toplumda meydana gelen yoksulluk, eşitsizlik ve demokrasi kavramlarına dikkat çeken hem de eleştirel açıdan bu sorunların nasıl çözüleceğine dair öneriler sunan Okul, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan güvenlik algısında da etkili olmuş ve 1990’lı yıllarda güvenliğin daha çok birey üzerine odaklanması gerekliliğinin düşünülmesine zemin hazırlamıştır. 2011 yılında Arap dünyasında meydana gelen ve binlerce kişinin sokağa dökülmesine sebep olan Arap Baharı, Frankfurt Okulu’nun özgürleşme kavramı ile ne anlatmak istediğinin en çarpıcı örneklerinden biri olma niteliğini taşımaktadır.
Kapitalizmin neo-liberal politikalarının etkisiyle, gelir eşitsizliği dahil olmak üzere pek çok insani haklardan mahrum bırakılan Arap halkları sonuç olarak özgürleşme istekleri sebebiyle tüm Arap dünyası ve sonrasında küresel düzeye yayılan bir hareketin öncüsü olmuşlardır.
Bu çalışmada, Arap Baharı, uluslararası sistemde güvenliğin nasıl dönüşüme uğradığı ve özgürleşmenin güvenlik algısı içerisinde nerede konumlandığı bakış açısıyla incelenmiştir. Bütün bunlarla beraber Arap Baharı’nın çıkış sebeplerini üzerinde durulmuş ve özellikle bunlar arasında uluslararası sermayenin etkin rolünün ehemmiyeti gözden uzak tutulmamıştır.
Frankfurt School, also called Critical Theory, criticized and transformed all positivist theories and made important contributions to the literature. One of the concepts that the school adds to the literature is the concept of emancipation, which can be evaluated both in terms of international relations and sociology.
With the idea of emancipation, the school, which draws attention to the notions of poverty, inequality and democracy in the society as a result of capitalism, as well as critically offer suggestions how to solve these problems,was also effective in the perception of security that emerged after the Cold War and in the 1990s, it prepared the ground for the necessity of focusing security was more effective on individuals. The Arab Spring, which took place in the Arab world in 2011 and caused thousands of people to fall into the streets, is one of the most striking examples of what the Frankfurt School wants to tell with the concept of emancipation.
Under the influence of capitalism's neo-liberal policies, Arab peoples, deprived of many human rights, including income inequality, have been the forerunners of a movement that spread across the Arab world and subsequently to the global level, because of their desire for emancipation.
In this study, the Arab Spring has been examined from the perspective of how security has transformed in the international system and where emancipation is positioned within the perception of security. However, the reasons for the emergence of the Arab Spring have been emphasized and ,especially among them, the importance of the effective role of international capital has not been neglected.