Iğdır şehrinin yaylaları hayvancılığa bağlı üretim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği ve yarı göçebe yaşamın sürdüğü mekânlardır. Yaylalardaki üretim faaliyetleri ve yaşam şekli yaylacılığa özgü birçok kültürel değeri de ortaya çıkarmıştır. Bu değerleri yaylacı topluluğun beslenme, barınma, sağlık, giyim gibi yaşamsal alanlarında görmek mümkündür. Geçmişten günümüze yaylalardaki üretim faaliyetleri ve kültürel değerlerin tespiti amacıyla Iğdır (Tuzluca) Dehol Yaylası çalışma alanı olarak seçilmiştir. Çalışmaya literatür taraması yapılarak başlanmıştır. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı çalışmanın örneklem grubunun belirlenmesinde ölçüt örnekleme tekniğine başvurulmuş, ölçüt “Dehol Yaylası’na gitmiş veya gitmekte olmak” olarak belirlenmiştir. Üretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde ve kültürel değerlerin oluşmasında yaylacılık süreçlerindeki aktif rollerinden dolayı 4 yaylacı kadın ile görüşülmüştür. Pandemi sürecinden dolayı görüşmeler telefon yoluyla yapılmıştır. Görüşme sürecinde yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Toplanan veriler betimsel analize tabi tutulmuş ve yayla öncesi faaliyetler, yayladaki gündelik faaliyetler, süt ve yün ürünlerinin değerlendirilmesi, yayla mutfağı, halk hekimliği, günlük kıyafetler, yaylacılar için eğlenceli zamanlar ve günümüzde yaylacılığın evrildiği süreç ile ilgili bulgulara ulaşılmıştır. Sosyal ve ekonomik yapıdaki hızlı değişim, teknolojideki gelişmeler ve küreselleşmenin etkisi ile yaylardaki üretim faaliyetleri ve kültürel değerler hızlı bir değişime uğramış, bu değişim sürecinin etkisi ile yaylacılığın birçok kültürel değeri yok olmuş veya yok olmakla karşı karşıya kalmıştır. Kamu kurumları ile yapılan görüşmelerde Iğdır yaylacılık kültürünü koruma ve tanıtmaya yönelik faaliyetlerinin yetersizliği üzerine sorumlu kamu kurumlarına bazı önerilerde bulunulmuştur. Iğdır yöresi yaylacılığını ortaya koyan sınırlı sayıdaki çalışma, yaylacılığın coğrafi yönüyle ilgili olup kültürel boyutunu ortaya koyan herhangi bir çalışma tespit edilmemiştir. Bu yönüyle çalışmanın literatürdeki eksikliği gidermesi ve yapılacak çalışmalara kaynak olması beklenmektedir.
The highlands in the city of Iğdır are places where production activities related to animal husbandry are carried out and where semi-nomadic life still continues. Production activities and lifestyles in the highlands have revealed many cultural values unique to transhumance. It is possible to see these values in the vital areas of the transhumance community such as nutrition, shelter, health, and clothing. Iğdır (Tuzluca) Dehol Plateau was chosen as the study area in order to determine the production activities and cultural values in the highlands from past to present. The study started with a literature review. The criterion sampling technique was used to determine the sample group of the study in which the qualitative research method was used, and the criterion was determined as "has gone or has been going to Dehol Highland". By virtue of their active role in transhumance processes in the realization of production activities and the formation of cultural values, 4 transhumance women were interviewed. Due to the pandemic process, interviews were made via telephone. A semi-structured interview form was used during the interview process. The collected data were subjected to descriptive analysis and some findings were obtained about the activities before going to the highland, the daily activities in the highland, to benefit from milk and wool products, the highland cuisine, folk medicine, daily clothes, fun times for the transhumance, and the process in which transhumance has evolved today. With the rapid change in the social and economic structure, developments in technology, and the effect of globalization, the production activities and cultural values in the highlands have undergone a rapid change and with the effect of these changes, many cultural values of transhumance have disappeared or are encountered with extinction. In the interviews with public institutions, some suggestions were made to the responsible public institutions on the inadequacy of their activities to protect and promote the transhumance culture of Iğdır. The limited number of studies revealing the transhumance in Iğdır region is related to the geographical aspect of transhumance, and no study has been identified that reveals its cultural dimension. In this respect, it is expected that this study will fill the gap in the literature and be a resource for future studies.