Siyasi ve tarihi şartları sonucu modern edebiyatın yeni formlarını 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra görmeye başladığımız modern Suriye edebiyatı; Filistin, Beyrut ve Ürdün’ü de içine alan Bilâdu’ş-Şâm adı altında incelenmiştir. Modern Arap edebiyatının başlangıç merkezi olan Mısır’da, klasisizm, romantizm ve realizm çizgisinde seyreden edebi süreçte romanın çıkış noktası romantizm olurken, Suriye’de ilk olgun ürünler realizm etkisinde ortaya çıkmıştır. 1940’lı yıllarda Mısır’a hâkim olan sosyalist gerçeklik, Hür Subaylar Devrimi sonrası iktidarın Suriye’yle yaptığı ittifak sonucu bu ülke edebiyatına da hâkim olur. Söz konusu ülkede toplumcu gerçekçiliğin sembolik ismi Hannâ Mînâ’nın es-Selcu Ye’ti mine’n-Nâfizeti (Kar Camdan Geliyor, 1999) romanı, toplumsal değişimi bireyden başlatarak, insanın tercihleriyle varlığını inşa ettiği düşüncesini savunan varoluşçu felsefeye yaptığı atıflarla türün diğer örneklerinden ayrılmaktadır. Yazarın bireyin inşasında savunduğu tutum inandığı değerler etrafında şekillense de düşünce-sabır-olgunluk çizgisindeki tekâmül, her dini ve siyasi ideolojinin omurgasını oluşturmaktadır. Toplumsal sorunları ele almakla bir ayağı sosyalist gerçekçiliğe diğeri varoluşçuluğa basan roman, insanın ideolojik olarak tasarımına soyunmuştur. Söz konusu çalışma, toplumun inşasında bireyi ön plana çıkaran söylem ve eylem biçimlerine odaklanarak romanın toplumu yapılandırmadaki rolüne işaret etmektedir.
Modern Syrian literature, in which we have started to see new forms of modern literature after the second half of the 19th century as a result of its political and historical conditions, was studied under the name of Bilad al-Sham, which includes Palestine, Beirut and Jordan. While the starting point of the novel was romance in the literary process that proceeded along the lines of classicism, romance and realism in Egypt, which is the starting point of modern Arabic literature, the first modern products in Syria appeared under the influence of realism. The socialist reality that dominated Egypt in the 1940s also dominates the literature of this country as a result of the alliance made by the government with Syria after the Free Officers Revolution. The symbolic name of social realism in the country in question, Hannâ Mînâ’s novel es-Selcu Ye'ti mine'n-Nâfizeti (Snow Comes From Window, 1999) is one of the other examples of the genre with its references to the existentialist philosophy, which advocates the idea that human beings build their existence by starting social change from the individual. Although the attitude of the author in the construction of the individual is shaped around the values he believes in, the evolution in the line of thought-patience-maturity constitutes the basic concepts of every religious and political ideology. The novel, which has one foot on socialist realism and the other on existentialism by dealing with social problems, has embarked on the ideological design of man. The study in question points to the role of the novel in structuring society by focusing on the discourse and action styles that prioritize the individual in the construction of society.