Kilis Milli Mücadelenin Anadolu açısından başlangıç noktası olmuştur. Buradaki hareket her ne kadar yerel güçlerin bölgesel kurtuluş mücadelesi gibi algılanmaya müsait gözükse de hareketin evveli ve sonrası etüt edildiğinde milli karakter ile ne kadar uyumlu ve iç içe gerçekleşmiş olduğu fark edilecektir. İngilizler savaş kazanmış olmanın bütün avantajlarını kullanmak suretiyle, her zaman olduğu gibi “çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak” mantığı ile kolonyal askerlerinden devşirdikleri askeri güçleri ile hemen Anadolu’yu işgale giriştiler, bunun ilk adımı olarak Doğu Akdeniz’e yaptıkları ikmal kuvvetleri ile Halep üzerinden Kilis’e gelmek suretiyle, Kilis’i işgal etmek suretiyle, daha ilerde yer alacak olan Fransız işgaline zemin hazırlamış olmak yanında, işgali yumuşatma ve muhataplarını uyuşukluğa sevk etmek suretiyle, gelecekteki meyus politikalarına zemin hazırlamaya çalışmışlardır. İngilizler açısından Kilis’in ve civarındaki şehirlerin işgal amacı, Suriye ve Filistin topraklarında Yahudi devleti kurmak, Çukurova ve Anadolu’nun doğu-güneydoğu kısmını kaplayan Ermeni devleti ve son olarak da Batı Anadolu’da Rum-Yunan devleti amacı güdülmekteydi. I. Dünya Savaşı’nın çıkartılmasındaki görülmeyen gerekçe de aslında Anadolu’nun bu şekilde taksimi idi. Osmanlı Devletinin savaşa dahil edilmesi de bu mizansenin cari hale getirilmesinden başka bir şey değildi. Ancak, Kahraman Kilis halkı, sıradan bir ülkenin vatandaşı gibi olmadığını işgalcilerin karşısında dimdik durmak suretiyle göstermiş, vatan kavramının ne olduğunu öğretmiş ve mevzi kurtuluş değil topyekûn bağımsızlık amacında olduğunu defalarca ispatlamıştır.
Kilis was the starting point of the National Struggle for Anatolia. Although the movement here seems to be perceived as the regional liberation struggle of the local powers, it will be realized how harmonious and intertwined it is with the national character when the movement is studied before and after. The British using all the advantages of having won a war, immediately invaded Anatolia with the military forces they recruited from the colonial soldiers with the logic of “hitting the river’s bird with the stone of the rive”r, as the first step of this was the supply forces to the Eastern Mediterranean and Kilis over Aleppo. They have tried to lay the groundwork for future policies by softening the occupation and making their interlocutors dormant, by laying the ground for further French occupation by occupying Kilis. For the British, the aim of the occupation of Kilis and its surrounding cities was to establish a Jewish state in the Syrian and Palestinian territories, the Armenian state covering the east-southeastern part of Çukurova and Anatolia, and finally the Greek state in Western Anatolia. The unprecedented reason for the removal of World War I was the division of Anatolia in this way. The inclusion of the Ottoman Empire in the war was nothing more than making this hide plan to current. However, the hero people of Kilis, showed that they were not a citizen of an ordinary country by standing upright against the invaders, they taught what the concept of homeland was and they proved repeatedly that they were aiming for total independence, not salvation.