Toplum yaşamının ve gelişiminin izlerini taşıyan kültürel çevreler, toplumsal yaşam ve yerleşim kültürü ile mekân gelişiminin önemli bilgi kaynakları olarak kent kültürü ve toplumsal yaşam biçimlerinin sürdürülebilirliği açısından tarihi ve kültürel çevrelerin korunması önemli bir olgudur. Tarihi ve kültürel değerlere sahip yerleşim alanları süreç içinde işlevlerini yitirerek bugün kullanılmayan ancak salt koruma gerekçesi ile soyutlanmış alan ve mekânlara dönüşmektedir. Bu alanlar, sahip oldukları özgün ve belgesel değerler ile turizm odağı olan ve taşıma kapasitesi üzerinde bir ziyaretçi yoğunluğu nedeni ile kolaylıkla tahribata uğrayan alanlardır. Ancak gerek kent içindeki gerekse kırsal alanlarda yer alan bu ayrıcalıklı yerleşim dokuları uygarlık ve toplumların tarihi yaşam biçimlerini ve kültürünü gelecek kuşaklara aktaracak alan ve mekânlar oldukları için sürdürülebilirlikleri zorunlu olan koruma alanlarıdır. Korumanın kültürel odaklı olarak yapı ölçeğinden alan ölçeğine taşınması ve koruma anlayışının Dünya Kültürel Miras alanları kapsamında değerlendirilmesi koruma sorunlarının global anlamda tartışılmasını da gündeme taşımaktadır. Bu anlamda UNESCO tarafından 1972 yılında Paris’te toplanan 16. Genel Konferans’ta hazırlanmış olan Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Hakkında Sözleşme (1972) mekânsal koruma konusundaki ilk önemli belge niteliğindedir. Bu sözleşme kapsamında miras alanları için üstün evrensel değer taşıma ölçütleri belirlenmiştir. Konya Çatalhöyük 2012 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış bir Neolitik Dönem yerleşmesidir. Çatalhöyük yaşam mekânlarına çatılardan erişimin sağlandığı konutlardan oluşan ve sokak dokusu bulunmayan özgün dokuya sahip bir yerleşim yeridir. Neolitik Dönem’e ait başka yerleşimler de bulunmasına karşın Çatalhöyük; yerleşimin boyutu, yoğun bir toplumsal yaşam alanı izleri taşıması, sanat, kültür ve gelenekleri yansıtması ile özgün evrensel değer taşıyan bir kültürel miras alanıdır. Kültürel mirasın ve doğal mirasın sadece geleneksel bozulma nedenleri ile değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik koşullar nedeni ile de zararlanma tehdidi altında olduğu bilinmektedir. Mevcut yasal düzenlemelerin yetersizliği, alanın sosyal ve fiziksel çevresinin yeterli ve doğru analiz edilememiş olması bugün belli bir dönemin yapı kültürünü yansıtan mekânsal korumanın karşısındaki en önemli engelleri oluşturmakta ve beraberinde yerleşim dokusunun özgün karakterinin ve kimliğinin yitirilmesine neden olmaktadır. Değişen iklim koşulları, doğal afetler, kontrolsüz ve yoğun ziyaretçi potansiyeli ise alanın korunması karşısındaki diğer önemli tehditler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı üstün evrensel değer taşıyan ve bu niteliği ile UNESCO Dünya Kültürel Miras Listesi’nde yer alan ancak bugün koruma sorunları ile karşı karşıya kalan ve özgün yerleşim dokusu ve mekânsal biçimlenmesinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için özel önlemler gerektiren miras alanlarının koruma sorunlarının Konya Çatalhöyük Neolitik Dönem yerleşimi örneğinde tartışılmasıdır. Bu kapsamda öncelikle bir Dünya Kültür Miras Alanı olarak Çatalhöyük tanıtılmış; koruma sorun ve olanakları tartışılarak Çatalhöyük ve yakın çevresi için öneriler geliştirilmiştir.
Cultural environments reflecting the traces of community life and the development of space organisation are important sources giving information about the social life and settlement culture of past civilizations. So, the conservation of historical and cultural environments is an important phenomenon for the sustainability of urban culture and social life styles of certain periods. Today the settlements with historical and cultural value lost their functions in this process and turn into spaces that are either useless or isolated in the name of protection. These areas subject to tourism are easily confronted with deterioration because of dense visitor population due to the carrying capacity of the area. However, these privileged places either within the city in or in rural areas should be protected and preserved as they are the places conveying the historical lifestyles of various civilizations and societies that has to be transferred to future generations. Conservation with a cultural focus from building to site scale especially for the World Cultural Heritage Areas brings out the discussion of heritage conservation at global scale in agenda. In this sense, a conservation declaration was prepared by UNESCO for the conservation of World Cultural and Natural Heritage Areas by a commission gathered in Paris in 1972 which can be considered as the first important declaration in the field of conservation. So superior universal value transfer criteria have been defined for the World Heritage Sites by means of this contract . Konya Çatalhöyük is a Neolithic Period settlement that was declared as a world heritage site in 2012. Çatalhöyük is one of the most earlier settlements of Anatolia with its original texture formed by houses that are accessible from the roofs without streets. Although there were numerous Neolithic settlements in Anatolia, Çatalhöyük was a unique cultural heritage area shaped due to artisric, cultural and traditional values of it’s period with it’s huge scale. Its known that cultural and natural heritage are under the threat not of destruction only for the reasons of continuous deterioration, but also for the cause of social and economic conditions Nowadays the lack of existing legal regulations and the inadequate and accurate analysis of the social and physical environment of the area constitutes the most important obstacles to spatial protection together with rapid change of the original character and identity of the settlement pattern. Changing climatic conditions, natural disasters, uncontrolled and intense visitor potential are other important threats in the protection of the settlement area. The purpose of this study is to discuss the conservation problems of the heritage sites which are of outstanding universal value and taking place in the UNESCO World Cultural Heritage List. Then the problems, potentials and conservations issues of the area were discussed. And finally, suggestions for Çatalhöyük and its near environs were offered for the sustainability of the heritage area.