Batılı devletlerin Osmanlı Devletini güçsüzleştirme ve parçalama planlarını hayata geçirebilmek için Osmanlı tebaası gayrimüslimleri devletten koparmak üzere kullandıkları önemli unsurlardan biri misyonerler olmuştur. Misyonerlerin hedef kitlesinden birisi de yoğun olarak Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan Ermeniler olmuştur. Avrupalı devletler ve onların misyonerleri tarafından kurdurulan Ermeni komitacıları Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yıkıcı eylemlere girişmişlerdir. Bu eylemlerin en etkilisi 1895 yılında pek çok yerde eşzamanlı olarak başlattıkları isyanlar olmuştur. Bu isyanlar sırasında birçok Müslüman katledilmiş ve bazıları da yerlerini yurtlarını terk ederek göç etmek zorunda kalmıştır. Ermeni komitaları bütün bu katliamları icra ederken misyonerler vasıtasıyla kendilerini iç ve dış kamuoyunda masum, Müslümanları ise Ermeni soykırımcıları olarak göstermeye çalışmışlardır. Osmanlı Devleti imkânları çerçevesinde isyanlara karşı bazı tedbirler almaya çalışmıştır. Olaylar sırasında mağdur olanların mağduriyetleri ivedilikle giderilmeye, toplumsal huzur ve barışın yeniden tesisi için uğraşılmıştır. Ancak, Avrupalı devletlerin emperyalist hedefleri uğruna iğfal ettikleri gözü dönmüş komitacı teröristlerin ıslahı mümkün olmamıştır.
Missionaries were one of the important factors that Western countries used for separating dhimmi from the community in order to put their plan of getting weak and crumbling the Ottoman Empire into action. One of the target groups of missionaries was Armenians mostly living in Eastern Anatolia region. Secret societies founded by Western countries and their missionaries started the acts of vandalism in Eastern and Southeastern Anatolia regions. The most effective one of these acts was the rebellions began simultaneously in many places in 1895. In these rebellions, many Muslims were killed and some of them had to leave their houses and migrate. Armenian secret societies pretended to be innocent whereas they tried to see Muslims responsible for Armenian genocide in both public and foreign public opinion by missionaries while they were killing people. The Ottoman Empire tried to take some measures against the rebellions within the bounds of possibility. At the time of incidents, it was attended to resolve the problems of sufferers in a hurry and to bring peace and tranquility to the society again. On the other hand, it was not succeeded in making furious terrorists deluded by Western countries for the sake of imperialistic aims better.