Alâeddin Keykubat’tan sonra Anadolu Selçuklu Devleti’nin başına geçen II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde devlet doğuda en geniş sınırlarına ulaşmış, bu dönemde Kars ve çevresi kısa bir süreliğine Anadolu Selçuklu toprağı haline gelmiştir. II. Gıyaseddin Keyhüsrev kendinden önce olan sultanlar gibi bağımsızlık sembolü olarak sikke bastırmıştır. Bu sikkeler Sivas ve Konya şehirlerinin darphanelerinde basılmış olup diğer sultanların sikkelerinden figürlü bezemeleri ile ayrılmaktadır. Bu dönemde Sivas ve Konya’da bastırılan sikkeler kendi içinde farklı özellikler taşınmaktadırlar. Bu sikkeler kalınlık ve ağırlık olarak hemen hemen aynı ölçü ve gramda olmalarına rağmen üzerinde yer alan yazılar açısından farklılık göstermektedirler. Sivas’ta basılan sikkelerde yazı karakteri olarak kufi kullanılmışken, Konya’da basılan sikkelerde sülüs hatlı yazı kullanılmıştır. Kars Müzesi’nde yer alan II. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemine ait sikkelerin üzerinde dikkat çeken en önemli tasvir “Şir ü Hurşid” olarak bilinen ve sultanın sembolü olan, sırtında güneş taşıyan aslan figürüdür. Müzedeki bu döneme ait tüm sikkelerin ön yüzünde Abbasi halifesinin ismi, arka yüzünde ise sultana ait unvanlar ve babasının ismi yazılmıştır. Bu sikkelerin Kars ve çevresinde bulunmasının iki farklı ihtimali olduğu düşünülmektedir. Birinci ihtimal, Anadolu Selçuklu Devleti’nin Kars ve çevresindeki siyasi faaliyetleri sebebiyle sikkelerin bu bölgede bulunmasıdır. Daha güçlü olan ikinci ihtimal ise Kars ve çevresinin İpek Yolu güzergahı üzerinde yer alması ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin bu dönemde ticarette hakim bir rol üstlenmesiyle sikkelerin ticaret yoluyla bu bölgeye gelmesidir.
In the period of II. Gıyaseddin Keyhüsrev, which was the head of the state after Aladdin Keykubad, the state reached its largest borders in the east and Kars and its environs became the Anatolian Seljuks land for a short time in this period. II. Gıyaseddin Keyhüsrev minted coins as a symbol of independence like the sultans who preceding him. These coins were minted in Sivas and Konya and differs from other sultans’ coins with their figural embellishments. The coins minted in Sivas and Konya during this period have different characteristics. Although these coins are about the same size and grams in thickness and weight, they differ in terms of the engravements on them. While cufic was used as the typeface on the coins minted in Sivas, thuluth calligraphy was used in the coins minted in Konya.The most significant depiction engraved on Gyaseddin Keyhüsrev II. coins in Kars Museum is the lion figure carrying the sun on his back, known as “Şir ü Hurşid” and being the symbol of the sultan. “Şir ü Hurşit” depiction is also depicted on the coins of II. Gıyaseddin Keyhüsrev period. On the front face of all the coins in the museum are engraved the name of Abbasid caliph, while the titles of sultans or their fathers’ names are engraved at the back face. The presence of these coins in Kars and its surroundings is thought to be of two different possibilities. The first possibility is the existence of coins in this region due to the political activities of the Anatolian Seljuk State in Kars and its surroundings. The second and higher possibility is that Kars and its surroundings were located on the Silk Road and that the Anatolian Seljuk State had a dominant role in trade during this period as a result of which the coins were transferred via trade.