Birden fazla bilimsel alanın ilgi sahasına girebilecek tûfan olayı, kabaca mekân bilimi olarak tanımlayabileceğimiz coğrafyanın, özellikle tarihi coğrafyanın ilgi alanı içerisinde de değerlendirilebilir. Tûfan olayı, Sümer, Babil ve Hitit kayıtlarında, Hint destanlarında, İngiltere'nin Galler yöresinde anlatılan bazı efsanelerde, Yunan destanlarında, Kızılderili efsanelerinde ve Çin kaynaklı öykülerde, Kuran- Kerim, Tevrat ve İncil de birbirine çok benzer şekilde anlatılır. Birbirinden hem bu kadar uzak ve kültürel olarak farklı bölgelerde tûfanla ilgili bu denli detaylı ve uyumlu bilginin nasıl yayıldığı ilginç bir konudur. Günümüzde yaygın kanı, bugün Mezopotamya olarak ifade edilen coğrafyada, büyük bir tûfan olayının yaşandığı, Cudi ya da Ağrı dağında Nuh peygamberin gemisinin bulunduğu şeklindedir. Tûfanı anlatan birçok efsanenin Mezopotamya kökenli olması da bu düşünceyi destekleyen önemli tarihsel unsurlardır. Ancak bugün Karadeniz olarak bilinen yerde, bilimsel olarak da tespit edilen, yaklaşık 8000 bin yıl önce gerçekleşmiş muazzam bir taşkına ait izler mevcuttur. Bu olay, yer tarihinde ilk defa yaşanmış ve bir sefere mahsus gerçekleşmiş bir olay değildir. Yerin iklim tarihi incelendiğinde, benzer doğa olaylarını görmek mümkündür. İklimin değişmesi ve yaşanan kuraklık sonucu kuruyan ve çöle dönüşen Akdeniz, beş milyon yıl önce Atlas Okyanusunun Cebelitarık Boğazı üzerinden taşması ile Atlas Okyanusunun sularının Akdeniz havzasını yeniden doldurması ile yeniden büyük bir su kütlesine dönüşmüştür. Nuh Tûfanı gibi kutsal metinlerde de anlatılan teolojik bir olayın bilimsel bir yaklaşımla temellendirilmeye çalışılması modern bilim adına oldukça zorlayıcı bir çalışmadır. Modern bilimde; teolojik konular daha çok metafizik konular olarak değerlendirilmekte, farklı bir alan olarak yorumlanmakta ve kutsal metinlerde anlatılanlar da referans olarak pek kabul görmemektedir. Farklı kültürlerde birbirine çok benzer şekilde anlatılan Tûfan olayı da sonuç olarak tarihsel bir olaydır. Modern tarihin çerçevesini daha çok siyaset ve ekonomi oluşturur. Tarihsel olayların değerlendirilmesinde çoğu zaman bu iki çalışma alanının yaklaşım tarzı belirler (savaşlar, ekonomik gelişmeler vb). Bu nedenle; MS 835'te Vikinglerin, Fransa ile İngiltere’yi istila etmesini kuzey enlemlerdeki soğuyan hava koşuları ve artan kar yağışlarının meydana getirdiğini ve bu soğuk dönemde yaşanan kuraklığın sonucu gerçekleşen bir olay olduğunu söylemek tarihçi açısından pek tatmin edici olmayabilir. Ancak iklimbilim ölçümleri bir tarihçinin kullandığı belgelere göre çoğu zaman daha kesin sonuçlar verebilir. Soğuk ve artan kar yağışları sonucunda yaşanan kuraklık, toprağı işleyemeyen, denizi yeteri kadar kullanamayan ve aç kalan Vikinglerin, tüm Avrupa’yı 9. Yüzyılda (Yy) Fransa’ya kadar inip yağmalamalarına neden olmuştur. Tûfana ait ilk yazılı metni barındırması açısından Gılgamış destanı da oldukça ilginç bir eserdir. Yazılan en eski kitap Gılgamış Destanı, aynı zamanda ilk iklim kitabı olarak da değerlendirilebilir. Sonuçta destanın geçtiği mekânı sularla kaplayan uzun süreli yoğun bir yağıştan bahsedilmektedir. Destan Homeros destanlarından ve Hitit kitabelerinden 2 bin yıl daha öncesine aittir. Destanda Urnapiştum'un (Hz. Nuh) yükselen sular karşısında efsanevi gemiyi inşa ettirişi ve kendisiyle birlikte, tebası ve evcil hayvanlarla birlikte kuzeye (Ağrı Dağı) suların ulaşamayacağı topraklara yönünü çevirişi anlatılır. Destan Sümer kıralı Gılgamış'ın tûfandan kurtulan milletine kendini adaması ve ölmez otunu bulmak için yaptığı trajik yolculuğu içermektedir. Bu çalışmada kutsal metinlerde geçen ve birçok farklı coğrafyada, farklı şekillerde anlatılan Tûfan olayı farklı bir bakış açısıyla sunulmaya çalışılacaktır. Literatürden derlenen verilerin bir araya getirilmesi, Tûfan olayıyla bağlantılarının kurulması, Mezopotamya'da ortaya çıkan ve sonraki medeniyetlere de kaynak olan Sümer Uygarlığının kuruluş safhasıyla ilgili yeni yorum ve tartışmaları da beraberinde getireceğini düşünmekteyiz. Dünya tarihinde ilk defa yazıyı kullanan ve zengin bir medeniyete sahip olan Sümerler'in, Mezopotamya’ya nereden geldikleri halen tam olarak bilinmemektedir. Ancak elde edilen farklı veriler değerlendirildiğinde; Sümerlerin Mezopotamya'nın yerli topluluğu olmadığı, Karadeniz Tûfanından kaçarak güneye inen, oradaki yerli halklara su kanalları yapımını, tarımı ve toprağı işlemeyi öğreten kuzeyli kavimler olduğunu ve Nuh tûfanının Mezopotamya dışında Karadeniz çevresinde gerçekleşen, iklim anomalisi sonucunda gerçekleşen bir olay olduğunu düşündürmektedir.
The flood narrative which can be in the interest areas of many scientific fields, can also be evaluated in the field of geography which can be roughly defined as the science of places, particularly in the field of historical geography. The flood narrative is described alike in Sumerian, Babylonian and Hittite records, Indian epics, some legends narrated in the Wales, Greek epics, American-Indian myths and Chinese-origin stories, the Qur'an, Torah and Bible. It is very interesting how this detailed and coherent information about the flood has spread in such distant and culturally different regions of the world. The common belief in our day is a great flood occurred in geographical region, which is called Mesopotamia today, and Noah’s Ark takes place in the Mount Cudi or Ağrı. The fact that many legends narrating the flood are originated from Mesopotamia is the important historical factor supporting this belief. However, there are scientifically proven traces of a great flood that took place in nearly 8000 thousand years ago in the Black Sea region. This is neither the first, nor one-time flood that occurred in the history of the region. According to the climate history of the region, many natural events can be seen. The Mediterranean, which dried out and became a desert as a result of climate change and drought, turned into a large water mass when the Atlantic Ocean flooded over the Strait of Gibraltar, and the ocean waters filled the Mediterranean basin again. Searching for a scientific ground for a theological event narrated in holy texts like the Genesis Flood is very challenging for modern science. Since theological issues are mostly assessed as metaphysics and evaluated in a different field and the narrations in the holy texts are not recognized as references in modern science. The Genesis Flood, which is similarly narrated in different cultures, is a historical event. The framework of modern history is mostly shaped by politics and economics. The assessment of historical events is mostly determined by the approach of these two fields (wars, economic developments, etc.). Therefore, claiming that the invasion of France and England by Vikings in A.D. 835 resulted from cold weather conditions, increasing snowfalls and the drought in this cold period may not be satisfactory for a historian. On the other hand, climatology measurements can offer more precise results compared to the documents used by a historian. Drought as a result of cold and snowfalls made Vikings who could not cultivate, could not use the sea sources efficiently and suffered from hunger plundered the Europe as far as France in the 9th century. The Epic of Gilgamesh is very interesting as a source including the first written text about the flood. The earliest book, Epic of Gilgamesh, can also be considered as the first climate book which mentions a long-term and intense rainfall covering the place of the epic. This epic is one of the epics of Homer and 2 thousands years before Hittite tablets. The epic depicts how Utnapishtim (Prophet Noah) built a legendary ship against the raising waters and moved to the north (Mount Ağrı) to escape from the waters with his community and domestic animals. The epic includes the dedication of Sumerian king Gilgamesh to his people, who were saved from the flood, and his tragic journey to find immortelle. It is not precisely known from where Sumerians, who use writing for the first time in the world history and have a rich civilization, came to Mesopotamia. However, according to various data, it can be assumed that Sumerians are not native community of Mesopotamia, but northern people who escaped from the Black Sea deluge and moved to the south, taught local people about how to build water channels, agriculture and cultivate; and the Genesis Flood is an event that occurred around the Black Sea rather than Mesopotamia as a result of a climate anomaly.