Çevre koşulları ve çevre koşullarının insan yaşamı üzerindeki etkileri çok eski dönemlerden beri bilinmektedir. Aristo, El-Cahiz, İbn-i Sina, İbn-i Haldun, Montesquieu Humbolt, Ritter, Durant, Gumilev gibi çok sayıda bilim insanı direk yada dolaylı çevre koşulları ve çevre koşullarının insan yaşamı üzerinde ki etkilerini dile getirmiş çok sayıdaki bilim insanlarından bazılarıdır. Ortamın şekillenmesi üzerinde direk ve dolaylı etkileri düşünül düğünde en önemli faktör olarak iklim koşuları kabul edilebilir. Doğadaki dengeyi sağlayan unsurlar arasındaki ilişkiler genellikle gözle görülemeyen ve çoğu zamanda izlenemeyen ilişkiler olmasından dolayı bu ilişkileri tam kavrama noktasında hâlâ çok gerideyiz. Neolitik olarak ifade edilen dönem insanların dünyanın birçok yerinde yerleşik hayata geçtiği, toprağı işlediği, hayvancılığın başladığı, ürün fazlasının meydana geldiği, toplumsal sınıfların oluştuğu, şehir yaşamını ve medeniyeti başlatan dönem olarak kabul edilmektedir. Günümüzde küresel ısınma süreciyle, daha da öne çekilen küresel iklim krizi; kararlı iklim koşulları altında gelişen medeniyetimiz/medeniyetlerimiz için ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Neolitik dönemde medeniyet/medeniyetlerin gelişmesini sağlayan temel unsurlardan biri iklim ve iklimin kararlı yapısıdır. Medeniyet/medeniyetler olarak ifade ettiğimiz kültürler üstü yapı Kuvaterner olarak adlandırılan jeolojik zaman dilimi içerisinde Durat’ın deyimiyle acaba “kısa bir fasıla” mıdır? Pleistosen (buzul çağları) ve Holosen (buzul arası) olarak iki alt döneme ayrılan Kuvaterner diğer jeolojik dönemlere göre oldukça kısadır. Pleistosen çok sayıda buzul döneminin yaşandığı bir dönemken, Holosen ise buzul sonrası olarak ifade edilen, genel hatlarıyla bir ısınma trendinin gözlendiği günümüzden yaklaşık 10-12 bin yıl öncesine karşılık gelen jeolojik bir devredir. Holosen aynı zamanda Neolitik olarak ifade edilen yerleşik hayatın başladığına inanılan tarihsel döneme de karşılık gelir. İklim değişmeleri medeniyetimizi/medeniyetlerimizi başlatan tarım sal düzeni yıkarak belki de farklı değerlere sahip yeni medeniyetlerin oluşmasına zemin hazırlayacaktır.
No matter how widely the climate change is debated, we are not anywhere near comprehending the core of the phenomenon since we are not yet at a stage to exactly comprehend the complex relations within the ecosystem. We are in the opinion that with the vast background knowledge we have we will be able to sort out any problems as our perception of civilization is based on technological advances. The main source of life in nature is the Sun. Through photosynthesis by plants, solar energy is transformed into chemical energy that can be used by living organisms. The protein and carbohydrates that are essential for the continuity of human life can only be obtained from plants through this cycle. The sustainable version of this production is called agriculture. The period called Neolithic age is acknowledged as the period when human beings took up settled life and agriculture in different parts of the world, when an agricultural surplus occurred and when the urban life and civilization actually commenced. Climate change is the problem of humanity in one aspect and it threatens the urban life and therefore the agricultural activities that gave life to civilization. An increase of 1 degree centigrade in the temperature average will lead to a decrease of ten percent in the production of wheat, rice and maize which are used as the main food sources. In a century when the temperature increases by several degrees, the agricultural life might completely disappear. In conclusion, climate changes will destroy the agricultural order that gave life to civilization. The impact of this will cause the rejection of the system by the people who cannot make use of this organization sufficiently and disclaim of the existing rules and order by the same. While giving way to the collapse of our existing civilization, it is possible that climate change will form the base for the rise of other civilizations.