Yelken bezi, Osmanlı Devleti'nde özellikle Tersane-i Amire, Tophane, Baruthane,Mehterhane, Kayıkhane-i Hassa ve Aşiyan-ı Hassa gibi resmi kurumlarda yaygın bir kullanım alanına sahipti.Bu kurumlarda bazen donanma gemilerinin yelkenlerini teçhiz etmekte bazen barutların kurutulmasında bazen saray kayıklarına ait yelkenlerinin yenilenmesinde bazen de kayıkların muhafaza edildiği Kayıkhane'nin üzerini örtmek maksadıyla kullanılmaktaydı.Mehterhane'de ise daha çok mehter çadırları kurmak amacıyla değerlendirilmekteydi.Tersane-i Amire yelken bezinin depolandığı yer olarak bütün bu kurumların yelken bezi ihtiyacını karşılardı. Yelken bezinin istenmesi, finansmanı ve taşınması fermanlarla belirlenmiş bir bürokratik süreç gerektiriyordu. Yelken bezi ve onun hammaddesi olan pamuk ipliği bazı kazaların ahalileri için hem bir geçim kaynağı hem de devlete karşı bir yükümlülüğün adıydı.Mesela Kale-i Sultaniye, Gelibolu ve Boğazhisarları ahalileri bu işi hem avarız yükümlülüklerinin bir karşılığı olarak hem de geçim kaynağı olarak sürdürmekteydiler.Devletçe belirlenmiş miktarda bezi her sene dokuyup tersane emini tarafından atanmış mübaşire narh fiyatı üzerinden teslim ederler bundan sonra artanı ise kendi ihtiyaçları için piyasa fiyatı üzerinden tüccara satarlardı. Önemine binaen devletçe satın alınacak yelken bezinin rayiç fiyatını devlet belirlerdi. Osmanlı Devleti'nde büyük ölçüde pamuktan imal edilmiş olan yelken bezi ketenden de imal edilmekteydi. Pamuktan mâmul iplikten meydana gelen bezler daha sık dokunabildiği için gözenekleri küçük olup rüzgarı daha fazla tutabilmektedir.Bu durum onun daha işlevsel olmasını sağlamaktadır.Ayrıca ülkenin iklimi ketenden çok pamuk yetiştirmeye uygundur. Batı Anadolu ovaları ile Çukurova ve Makedonya bu alanda ön plana çıkmış bölgelerdir. Buranın iplik üreticileri de tıpkı yelken bezi üreticileri gibi rişte-i penbe olarak isimlendirilen pamuk ipliğini avarız yükümlülüğü karşılığı üretmekle yükümlüydüler. Yelken bezi donanmanın "a'zam ihtiyacı" ve "gemilerin kanadı" olarak görülmesi nedeniyle kendi kaderine ya da tesadüflere bırakılmayacak bir ürün olmuştur.Bu nedenle de sayısız ferman, ilam, buyuruldu ve tezkireye konu olmuştur. Anahtar Kelimeler: Yelken bezi, Osmanlı donanması, mayistra,Tersane-i Amire,Boğazhisarları
The sail cloth was widely used in official institutions such as Tersane-i Amire, Tophane, Baruthane, Mehterhane, Kayıkhane-i Hassa and Aşiyan-ı Hassa in the Ottoman State. Sometimes they used to sail ships sometimes, sometimes to dry gunpowder, sometimes to replace sail boats of palace boats and sometimes to cover boats where boats were kept. In Mehterhane it was used to build more tents. Tersane-i Amire met all of these institutions as a sail boat storage location for the sailboat. The demand, financing and transport of the sail cloth required a bureaucratic process determined by the fermans. The sail cloth and its raw material, cotton yarn, was the name of an obligation to the state as well as a means of subsistence forthe victims of certain accidents. For example, Kale-i Sultaniye, Gelibolu and Boğazhisarları this work both as a counter vailing duty and continued as a source of livelihood. A state-determined amount of cloth is weighed every yearand delivered at the price of the bureaucratic narratoras signed by the ship yard emini, after which the merchant was sold at the market price for their needs. The state decided the price of the sail cloth to be purchased in the state, which was based on its importance. It was called current price. Even if the sail beige is manufactured from kethen, it is made of cotton in the OttomanState in great measure. The woven fabrics obtained from cotton can touch more frequently, so they have a small more and can hold more wind. This ensures that it is more functional against ketene. In addition, the climate of the country is very suitable to grow cotton. The western Anatolian plains, Cukurova and Macedonia are as where this area is at the forefront. They are producers of this place were obliged to produce the cotton yarn called the ryste-i penbe, just like the sail cloth producers, against the obligation. Itwas a product that would not be left to its own fate or chance because it was regarded as "a'zam need" and "wings of the ships" by the sail beige dynasty. Because of this, numerousedicts. KeyWords: Sailcloth, Ottoman navy, mayistra, Tersane-i Amire, Boğazhisarları.