İnsanlık tarihinin her döneminde öne çıkan düşünceler, kurumlar ve parametrelerin çok hızlı bir şekilde değiştiği aşikârdır. Bu değişimle oluşan yapılar; çağın ekonomik, siyasal ve sosyal özellikleriyle nitelendirilmektedir. Küreselleşme kavramı da bu bağlamda, 1990’lı yıllarda Doğu Blok’unun yıkılmasından sonra revaçta olmuş ve tüm toplumsal değişimlerin izahında temel bir işlev görmüştür. Sosyal bilimler alanında da en çok tartışılan kavramlardan biri olmuştur. Kavrama literatürde; batılılaşma, modernleşme, piyasaların bütünleşmesi, bilişim ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşması gibi birçok farklı anlamlar yüklenmektedir. Kavramın tarihi, siyasi, ekonomik ve kültürel boyutları dolayısıyla anlamı ve içeriğinin net olarak ifadesi zorlaşmaktadır. Aynı durum, küreselleşmenin hayata geçmesine nelerin yol açtığı sorusunun cevabında da söz konusudur. İşte bu çalışmada bütüncül bir yaklaşımla küreselleşmenin anlamı ile küreselleşmeye yol açan faktörler açıklanmaya çalışılacaktır.
It is obvious that the ideas, institutions, and parameters which come to the fore in the human history have been changing rapidly. The structures formed within this change are defined with economic, political and social features of era. The concept of globalization within this context, became fashionable in 1990s after collapse of the Eastern Bloc, and had a core function in the explanation of the whole social changes. It has also been one of the most controversial concepts in the field of social sciences. Various meanings have been attributed on the concept such as westernization, modernization, integration of markets, spread of information and communication technologies. The clearly expression of concept’s meaning and content becomes difficult due to the history, political, economic and cultural dimensions of it. The same situation is valid for the answer of the question of what caused the globalization to occur. This study tries to explain the meaning and the factors which led to globalization with a holistic approach.