Mısır’da kadın hareketi 1940’larda bağımsız örgütlenmeler şeklinde ortaya çıkmaya başladığından beri çok farklı biçimlerde aktiviteler geliştirmektedir. Bu yıllar boyunca, kadınların eylemliliği, talepleri ve siyasi ifadeleri devrim ve savaş gibi çok önemli siyasi olaylar aracılığıyla biçimlenmiştir. Bu olağanüstü süreçlerin toplumsal cinsiyet ilişkileriyle ilgili genel söylem ve politikaya işaret eden Mısır toplumsal cinsiyet rejimi üzerinde oldukça önemli etkileri olmuştur. Kadınların kamusal alandaki varlıklarını önemsemeyen dışlayıcı bir söylem yoluyla Mısır kadın hareketini farklı biçimlerde etkileyen Arap Baharı da bu dramatik değişimlerden biriydi.
Bu çalışma Arap Baharı sonrası dönemin Mısır’daki kadın hareketini nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Aynı zamanda, çalışma Arab Baharı gösterilerinden sonraki dönemdeki toplumsal cinsiyet politikalarına ve anlayışlarına karşı kadınların geliştirdikleri siyasi reflekslere odaklanmaktadır. Bu anlamda, çalışma kadınların kamusal alandaki varlıklarına ilişkin toplumsal ve siyasi kısıtlamalarla uygulanan baskının kadın eylemliliklerini nasıl biçimlendirdiğini tartışmaktadır.
In Egypt, women’s movement has been characterized through various types of activities since 1940s when independent organizations came to exist. During those years, women’s agencies, demands and political expressions were shaped through substantial political incidents such as revolutions and wartimes. These extra-ordinary processes have significant impact on Egyptian gender order which points to the general policy and discourse about gendered relations. The Arab Spring has also been one of these dramatic changes which have influenced Egyptian women’s movement in different ways through exclusionary discourse neglecting women’s being in the public.
This study investigates how post- Arab Spring era has influenced women’s movement in Egypt. Also, this study focuses on political reflections created by women as a response to gender policies and gender understanding in the society after the Arab Spring upbringings. Therefore, this study argues women’s agencies shaped through and against the oppression applied by social and political constraints about women’s participation into the public sphere.